Villager İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Villager İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Villager

Villager, Türkçe’de “köylü” anlamına gelir. Bir köyde yaşayan kişiler için kullanılan bir terimdir.

  1. The villager was happy to see the new road being built. (Köylü, yeni yolun yapılmasını görmekten mutluydu.)
  2. The villagers were all gathered at the town square. (Köylüler, hepsi şehir meydanında toplandılar.)
  3. The villager’s main source of income is farming. (Köylünün ana gelir kaynağı tarımdır.)
  4. The villagers decided to hold a festival to celebrate the harvest. (Köylüler, hasadı kutlamak için bir festival düzenlemeye karar verdiler.)
  5. The villager had to walk for miles to get to the nearest town. (Köylü, en yakın kasabaya gitmek için mil yol yürümek zorunda kaldı.)
  6. The villagers were proud of their community and the close-knit relationships they had with each other. (Köylüler, topluluklarından ve birbirleriyle yakın ilişkilerinden gurur duydular.)
  7. The villager was skilled in carpentry and often helped his neighbors with repairs. (Köylü, marangozlukta uzmanlaşmıştı ve komşularına sık sık tamirlerde yardımcı olurdu.)
  8. The villagers gathered at the community center for a town meeting. (Köylüler, bir kasaba toplantısı için topluluk merkezinde toplandılar.)
  9. The villager spent his free time fishing in the nearby river. (Köylü, boş zamanlarını yakındaki nehirde balık avlayarak geçirirdi.)
  10. The villagers were concerned about the drought and its impact on their crops. (Köylüler, kuraklık ve ürünlerine olan etkisi hakkında endişeliydiler.)
  11. The villager was proud of his handmade pottery and sold it at the local market. (Köylü, el yapımı seramikleriyle gurur duydu ve yerel pazarda satıyordu.)
  12. The villagers came together to help rebuild the homes that were destroyed in the storm. (Köylüler, fırtınada yıkılan evleri yeniden inşa etmek için bir araya geldiler
  1. The villager was known for her delicious homemade pies. (Köylü, lezzetli ev yapımı pastalarıyla tanınıyordu.)
  2. The villagers organized a charity event to raise funds for the local school. (Köylüler, yerel okul için fon toplamak için bir yardım etkinliği düzenlediler.)
  3. The villager enjoyed spending time in her garden, growing vegetables and flowers. (Köylü, bahçesinde zaman geçirmekten ve sebze ve çiçek yetiştirmekten hoşlanıyordu.)
  4. The villagers were grateful for the new well that was dug in the town, providing clean water for everyone. (Köylüler, herkes için temiz su sağlayan kasabada kazılan yeni kuyudan minnettarlardı.)
  5. The villager was a skilled weaver and made beautiful tapestries to sell at the market. (Köylü, ustaca dokumacılık yapıyordu ve pazarda satmak için güzel duvar halıları yapıyordu.)
  6. The villagers were worried about the forest fire that was spreading towards their village. (Köylüler, köylerine doğru yayılan orman yangınından endişeliydiler.)
  7. The villager was excited to welcome the group of tourists who were visiting the town. (Köylü, kasabayı ziyaret eden turist grubunu karşılamaktan heyecanlıydı.)
  8. The villagers worked together to build a new community center for the town. (Köylüler, kasaba için yeni bir topluluk merkezi inşa etmek için birlikte çalıştılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.