Villager İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Villager
Villager, Türkçe’de “köylü” anlamına gelir. Bir köyde yaşayan kişiler için kullanılan bir terimdir.
- The villager was happy to see the new road being built. (Köylü, yeni yolun yapılmasını görmekten mutluydu.)
- The villagers were all gathered at the town square. (Köylüler, hepsi şehir meydanında toplandılar.)
- The villager’s main source of income is farming. (Köylünün ana gelir kaynağı tarımdır.)
- The villagers decided to hold a festival to celebrate the harvest. (Köylüler, hasadı kutlamak için bir festival düzenlemeye karar verdiler.)
- The villager had to walk for miles to get to the nearest town. (Köylü, en yakın kasabaya gitmek için mil yol yürümek zorunda kaldı.)
- The villagers were proud of their community and the close-knit relationships they had with each other. (Köylüler, topluluklarından ve birbirleriyle yakın ilişkilerinden gurur duydular.)
- The villager was skilled in carpentry and often helped his neighbors with repairs. (Köylü, marangozlukta uzmanlaşmıştı ve komşularına sık sık tamirlerde yardımcı olurdu.)
- The villagers gathered at the community center for a town meeting. (Köylüler, bir kasaba toplantısı için topluluk merkezinde toplandılar.)
- The villager spent his free time fishing in the nearby river. (Köylü, boş zamanlarını yakındaki nehirde balık avlayarak geçirirdi.)
- The villagers were concerned about the drought and its impact on their crops. (Köylüler, kuraklık ve ürünlerine olan etkisi hakkında endişeliydiler.)
- The villager was proud of his handmade pottery and sold it at the local market. (Köylü, el yapımı seramikleriyle gurur duydu ve yerel pazarda satıyordu.)
- The villagers came together to help rebuild the homes that were destroyed in the storm. (Köylüler, fırtınada yıkılan evleri yeniden inşa etmek için bir araya geldiler
- The villager was known for her delicious homemade pies. (Köylü, lezzetli ev yapımı pastalarıyla tanınıyordu.)
- The villagers organized a charity event to raise funds for the local school. (Köylüler, yerel okul için fon toplamak için bir yardım etkinliği düzenlediler.)
- The villager enjoyed spending time in her garden, growing vegetables and flowers. (Köylü, bahçesinde zaman geçirmekten ve sebze ve çiçek yetiştirmekten hoşlanıyordu.)
- The villagers were grateful for the new well that was dug in the town, providing clean water for everyone. (Köylüler, herkes için temiz su sağlayan kasabada kazılan yeni kuyudan minnettarlardı.)
- The villager was a skilled weaver and made beautiful tapestries to sell at the market. (Köylü, ustaca dokumacılık yapıyordu ve pazarda satmak için güzel duvar halıları yapıyordu.)
- The villagers were worried about the forest fire that was spreading towards their village. (Köylüler, köylerine doğru yayılan orman yangınından endişeliydiler.)
- The villager was excited to welcome the group of tourists who were visiting the town. (Köylü, kasabayı ziyaret eden turist grubunu karşılamaktan heyecanlıydı.)
- The villagers worked together to build a new community center for the town. (Köylüler, kasaba için yeni bir topluluk merkezi inşa etmek için birlikte çalıştılar.)
Hemen Yorum Yaz