Vigorous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Vigorous Nedir?
Vigorous, güçlü ve enerjik anlamlarına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır.
Örnek Cümleler:
- Vigorous exercise can help improve your overall health. (Güçlü egzersiz, genel sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olabilir.)
- The company took vigorous measures to improve its security system. (Şirket, güvenlik sisteminin iyileştirilmesi için güçlü önlemler aldı.)
- The team put up a vigorous defense to win the game. (Takım, maçı kazanmak için güçlü bir savunma sergiledi.)
- The politician made a vigorous speech to rally his supporters. (Politikacı, destekçilerini toplamak için güçlü bir konuşma yaptı.)
- The storm hit the coast with vigorous winds and heavy rain. (Fırtına, sahili güçlü rüzgarlar ve yoğun yağmur ile vurdu.)
- He attacked the problem with vigorous determination. (O, kararlı bir şekilde sorunu çözmeye saldırdı.)
- The dance routine was performed with vigorous energy and precision. (Dans rutini, güçlü bir enerji ve hassasiyetle sergilenmiştir.)
- The new CEO introduced vigorous changes to the company’s policies. (Yeni CEO, şirketin politikalarına güçlü değişiklikler getirdi.)
- The boxer trained with vigorous intensity to prepare for the upcoming match. (Boksör, yaklaşan maça hazırlık yapmak için güçlü bir yoğunlukta antrenman yaptı.)
- The soldiers marched with vigorous determination towards the enemy lines. (Askerler, düşman hatlarına kararlı bir şekilde yürüdüler.)
- She attacked the project with vigorous enthusiasm and dedication. (O, projeye canlılık ve özveriyle saldırdı.)
- The coach motivated his team with vigorous pep talks before the game. (Antrenör, maçtan önce takımını canlandırmak için güçlü teşvik konuşmaları yaptı.)
- The police pursued the suspect with vigorous determination. (Polis, şüpheliyi kararlı bir şekilde takip etti.)
- The rescue team
responded to the emergency with vigorous action. (Kurtarma ekibi, acil duruma güçlü bir şekilde müdahale etti.)
- The students debated the topic with vigorous passion and conviction. (Öğrenciler, konuyu tutku ve inançla tartıştılar.)
- The plant grew with vigorous speed in the fertile soil. (Bitki, verimli toprakta güçlü bir hızla büyüdü.)
- The orchestra played the piece with vigorous energy and enthusiasm. (Orkestra, eseri güçlü bir enerji ve coşkuyla çaldı.)
- The coach instructed his players with vigorous commands during the game. (Antrenör, maç sırasında oyuncularına güçlü talimatlar verdi.)
- The artist painted with vigorous strokes and vibrant colors. (Sanatçı, güçlü darbeler ve canlı renklerle boyama yaptı.)
- The policy makers debated the issue with vigorous discussion and analysis. (Politika yapıcıları, konuyu güçlü bir tartışma ve analizle ele aldılar.)
Türkçe Karşılıklar:
- Güçlü
- Güçlü
- Güçlü
- Güçlü
- Güçlü
- Güçlü bir kararlılıkla
- Güçlü bir enerjiyle
- Güçlü
- Güçlü bir yoğunlukta
- Kararlı bir şekilde güçlü
- Güçlü bir coşkuyla
- Güçlü bir teşvikle
- Kararlı bir şekilde güçlü
- Güçlü bir müdahaleyle
- Tutku ve inançla güçlü
- Güçlü bir hızla
- Güçlü bir enerji ve coşkuyla
- Güçlü talimatlarla
- Güçlü darbelerle
- Güçlü bir tartışma ve analizle
Hemen Yorum Yaz