Vigorous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigorous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigorous Nedir?

Vigorous, güçlü ve enerjik anlamlarına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. Vigorous exercise can help improve your overall health. (Güçlü egzersiz, genel sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olabilir.)
  2. The company took vigorous measures to improve its security system. (Şirket, güvenlik sisteminin iyileştirilmesi için güçlü önlemler aldı.)
  3. The team put up a vigorous defense to win the game. (Takım, maçı kazanmak için güçlü bir savunma sergiledi.)
  4. The politician made a vigorous speech to rally his supporters. (Politikacı, destekçilerini toplamak için güçlü bir konuşma yaptı.)
  5. The storm hit the coast with vigorous winds and heavy rain. (Fırtına, sahili güçlü rüzgarlar ve yoğun yağmur ile vurdu.)
  6. He attacked the problem with vigorous determination. (O, kararlı bir şekilde sorunu çözmeye saldırdı.)
  7. The dance routine was performed with vigorous energy and precision. (Dans rutini, güçlü bir enerji ve hassasiyetle sergilenmiştir.)
  8. The new CEO introduced vigorous changes to the company’s policies. (Yeni CEO, şirketin politikalarına güçlü değişiklikler getirdi.)
  9. The boxer trained with vigorous intensity to prepare for the upcoming match. (Boksör, yaklaşan maça hazırlık yapmak için güçlü bir yoğunlukta antrenman yaptı.)
  10. The soldiers marched with vigorous determination towards the enemy lines. (Askerler, düşman hatlarına kararlı bir şekilde yürüdüler.)
  11. She attacked the project with vigorous enthusiasm and dedication. (O, projeye canlılık ve özveriyle saldırdı.)
  12. The coach motivated his team with vigorous pep talks before the game. (Antrenör, maçtan önce takımını canlandırmak için güçlü teşvik konuşmaları yaptı.)
  13. The police pursued the suspect with vigorous determination. (Polis, şüpheliyi kararlı bir şekilde takip etti.)
  14. The rescue team

    responded to the emergency with vigorous action. (Kurtarma ekibi, acil duruma güçlü bir şekilde müdahale etti.)

  15. The students debated the topic with vigorous passion and conviction. (Öğrenciler, konuyu tutku ve inançla tartıştılar.)
  16. The plant grew with vigorous speed in the fertile soil. (Bitki, verimli toprakta güçlü bir hızla büyüdü.)
  17. The orchestra played the piece with vigorous energy and enthusiasm. (Orkestra, eseri güçlü bir enerji ve coşkuyla çaldı.)
  18. The coach instructed his players with vigorous commands during the game. (Antrenör, maç sırasında oyuncularına güçlü talimatlar verdi.)
  19. The artist painted with vigorous strokes and vibrant colors. (Sanatçı, güçlü darbeler ve canlı renklerle boyama yaptı.)
  20. The policy makers debated the issue with vigorous discussion and analysis. (Politika yapıcıları, konuyu güçlü bir tartışma ve analizle ele aldılar.)

Türkçe Karşılıklar:

  • Güçlü
  • Güçlü
  • Güçlü
  • Güçlü
  • Güçlü
  • Güçlü bir kararlılıkla
  • Güçlü bir enerjiyle
  • Güçlü
  • Güçlü bir yoğunlukta
  • Kararlı bir şekilde güçlü
  • Güçlü bir coşkuyla
  • Güçlü bir teşvikle
  • Kararlı bir şekilde güçlü
  • Güçlü bir müdahaleyle
  • Tutku ve inançla güçlü
  • Güçlü bir hızla
  • Güçlü bir enerji ve coşkuyla
  • Güçlü talimatlarla
  • Güçlü darbelerle
  • Güçlü bir tartışma ve analizle

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.