Vigilante İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigilante İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vigilante Nedir?

Vigilante, hukuk kurallarına uygun olmayan davranışları cezalandırmak amacıyla yasaların izin vermediği şekilde kendi başına hareket eden kişilere verilen isimdir. Türkçe karşılığı “öz yargı” ya da “hukuk kolluk” olarak çevrilebilir.

Örnek Cümleler:

1. The vigilante took justice into his own hands and punished the criminal. (Vigilante, adaleti kendi eline aldı ve suçluyu cezalandırdı.)
2. The police warned the vigilantes not to take the law into their own hands. (Polis, vigilante’leri kendi başlarına yasa uygulamamaları konusunda uyardı.)
3. The vigilante group was formed to protect the citizens from the corrupt officials. (Vigilante grubu, yolsuz yetkililerden vatandaşları korumak için kuruldu.)
4. The city was plagued by a series of crimes, prompting a group of vigilantes to take action. (Şehir bir dizi suçla karşı karşıyaydı ve bu durum bir grup vigilante’nin harekete geçmesine neden oldu.)
5. The vigilante disguised himself as a criminal to infiltrate the gang. (Vigilante, çete içine sızmak için kendisini bir suçlu gibi kılık değiştirdi.)
6. Vigilantes are often criticized for taking the law into their own hands. (Vigilante’ler, yasayı kendi ellerine almaları nedeniyle sık sık eleştirilirler.)
7. The vigilante’s actions were seen as heroic by some and as criminal by others. (Vigilante’nin eylemleri bazıları tarafından kahramanlık olarak görülürken, diğerleri tarafından suç olarak nitelendirildi.)
8. The vigilante carried out his own investigation to catch the killer. (Vigilante, katili yakalamak için kendi soruşturmasını yaptı.)
9. The vigilante group patrolled the streets at night to keep them safe. (Vigilante grubu, sokakları güvende tutmak için gece devriyesine çıktı.)
10. The vigilante was eventually caught by the police and charged with vigilantism. (Vigilante sonunda polis tarafından yakalandı ve vigilante’lık suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.)
11. Some people argue that vigilante justice is necessary in cases where the legal system fails. (Bazı insanlar, yasal sistemin başarısız olduğu durumlarda, vigilante adaletinin gerekli olduğunu savunur.)
12. The vigilante’s actions were motivated by a desire to avenge his friend’s death. (Vigilante’nin eylemleri, arkadaşının ölümüne intikam alma arzusundan kaynaklandı.)
13. The vigilante group was accused of using excessive force to enforce their own version of justice. (Vigilante grubu, kendi adalet anlayışlarını uygulamak için aşırı güç kullan

14. The vigilante’s identity was a mystery, as he always wore a mask to hide his face. (Vigilante’nin kimliği bir sır olarak kaldı, çünkü her zaman yüzünü gizlemek için bir maske takıyordu.)
15. The local authorities were concerned about the vigilante’s activities and considered them a threat to public safety. (Yerel makamlar, vigilante’nin faaliyetlerinden endişe duyuyor ve bunları halkın güvenliğine tehdit olarak görüyordu.)
16. The vigilante’s methods were brutal, and many people felt that he was taking the law into his own hands. (Vigilante’nin yöntemleri acımasızdı ve birçok insan onun yasayı kendi eline aldığını düşündü.)
17. The vigilante was praised by some for bringing justice to the streets, while others saw him as a dangerous vigilante. (Vigilante, bazıları tarafından sokaklara adalet getirdiği için övüldü, diğerleri ise onu tehlikeli bir vigilante olarak görüyordu.)
18. The vigilante’s actions led to a public debate about the role of vigilantes in society. (Vigilante’nin eylemleri, toplumda vigilante’ların rolü hakkında bir tartışmaya neden oldu.)
19. The vigilante’s true identity was finally revealed after a long investigation by the police. (Vigilante’nin gerçek kimliği, polis tarafından uzun bir araştırma sonucu nihayet ortaya çıkarıldı.)
20. The vigilante’s actions had unintended consequences, leading to a rise in violence and retaliation. (Vigilante’nin eylemleri beklenmedik sonuçlar doğurdu ve şiddet ve misilleme eylemlerinin artmasına neden oldu.)

(Türkçe karşılıklar için herhangi bir ek açıklama yapmadım çünkü cümleler zaten yeterince açıklayıcıdır.)