Victim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Victim İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Victim İle İlgili Cümleler

Victim, Türkçe’de “mağdur” veya “kurban” anlamına gelmektedir. Aşağıda, İngilizce örnek cümlelerde “victim” kelimesi kullanılmıştır:

1. She was a victim of domestic violence. (O, aile içi şiddetin kurbanıydı.)
2. The company is trying to identify the victim of the cyber attack. (Şirket, siber saldırının kurbanını tespit etmeye çalışıyor.)
3. He was the victim of a hit-and-run accident. (O, hit-and-run kazasının kurbanıydı.)
4. The victim’s family is seeking justice. (Mağdurun ailesi adalet arıyor.)
5. She felt like a victim of discrimination. (O, ayrımcılığın kurbanı gibi hissetti.)
6. The victim suffered severe injuries in the car crash. (Mağdur, araba kazasında ciddi yaralanmalar geçirdi.)
7. He was targeted by the scam and became a victim. (O, dolandırıcılık olayının hedefi oldu ve kurbanı haline geldi.)
8. The victim’s wallet was stolen on the bus. (Mağdurun cüzdanı otobüste çalındı.)
9. She was a victim of identity theft. (O, kimlik hırsızlığının kurbanıydı.)
10. The victim’s testimony helped to convict the perpetrator. (Mağdurun tanıklığı, suçlunun mahkumiyetine yardımcı oldu.)
11. The victim’s body was found in the river. (Mağdurun cesedi nehirde bulundu.)
12. He was able to escape before becoming a victim of the fire. (O, yangının kurbanı olmadan önce kaçmayı başardı.)
13. The victim’s mental health was severely impacted by the traumatic event. (Mağdurun zihinsel sağlığı, travmatik olaydan ciddi şekilde etkilendi.)
14. She felt like a victim of circumstance. (O, durumun kurbanı gibi hissetti.)
15. The victim’s family is struggling to cope with the loss. (Mağdurun ailesi kayıp ile başa çıkmakta zorlanıyor.)
16. The victim was a bystander who was caught in the crossfire. (Mağdur, çatışmanın ortasında kalan bir izleyiciydi.)
17. She was the victim of a prank gone wrong. (O, ters giden bir şaka olayının kurbanıydı.)
18. The victim’s phone was stolen while she was walking down the street. (Mağdurun telefonu, sokakta yürürken çalındı.)
19. He felt like a victim of injustice when he was wrongly accused. (O, yanlış suçlama ile adaletsizliğin kurbanı gibi hissetti.)
20. The victim’s family was relieved when the perpetrator was finally caught. (Mağdurun ailesi, suçlunun nihayet yakalanmasıyla rahatladı.)

21. She was a victim of sexual harassment in the workplace. (O, iş yerinde cinsel tacizin kurbanıydı.)
22. The victim’s home was burglarized while he was on vacation. (Mağdurun evi, tatildeyken soyuldu.)
23. He was a victim of bullying in school. (O, okuldaki zorbalığın kurbanıydı.)
24. The victim’s family is still searching for answers about what happened. (Mağdurun ailesi, ne olduğuna dair hala cevap arıyor.)
25. She was the victim of a carjacking. (O, araba çalma olayının kurbanıydı.)
26. The victim’s reputation was damaged by false accusations. (Mağdurun itibarı, yanlış suçlamalar nedeniyle zarar gördü.)
27. He was the victim of a hate crime. (O, nefret suçunun kurbanıydı.)
28. The victim’s family is struggling to pay for medical bills. (Mağdurun ailesi, tıbbi faturaları ödemekte zorlanıyor.)
29. She felt like a victim of circumstance when her flight was cancelled. (O, uçuşu iptal edilince durumun kurbanı gibi hissetti.)
30. The victim’s bravery in reporting the crime helped to bring the perpetrator to justice. (Mağdurun suçu rapor etmesindeki cesareti, suçlunun adaletle karşı karşıya kalmasına yardımcı oldu.)