Vest İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Vest İle İlgili Cümleler
Anlamı: Gömlek altına giyilen, kolsuz, düğmesiz ve genellikle süveter gibi yün veya pamuklu bir kumaştan yapılan bir giysi.
Örnek Cümleler:
-
I always wear a vest under my dress shirt.
(Tüm gömleklerimin altına her zaman bir yelek giyerim.) -
The waiter was wearing a black vest with his uniform.
(Garson üniformasıyla birlikte siyah bir yelek giyiyordu.) -
She knitted a cozy vest for her grandson.
(Torunu için sıcacık bir yelek ördü.) -
The hunter wore an orange vest for safety during the hunt.
(Avcı av sırasında güvenliği için turuncu bir yelek giydi.) -
He felt more confident in his business suit with a matching vest.
(Uyumlu bir yelek ile iş elbisesinde daha güvenli hissetti.) -
The kids put on their life vests before getting on the boat.
(Çocuklar botlarını kullanmadan önce can yeleklerini giydiler.) -
She decided to embroider a design onto the front of her vest.
(Yeleğinin ön kısmına bir tasarım işlemeye karar verdi.) -
The motorcyclist wore a protective vest while riding.
(Motosiklet sürerken koruyucu bir yelek giydi.) -
The military issued bulletproof vests to their troops.
(Askeri personellere kurşun geçirmez yelekler verildi.) -
The weightlifter wore a weighted vest to increase his strength.
(Ağırlık kaldıran sporcu gücünü artırmak için ağırlıklı yelek giydi.) -
She bought a fur-lined vest for her winter travels.
(Kış yolculukları için kürklü bir yelek satın aldı.) -
The cowboy’s vest was adorned with silver buttons and fringe.
(Kovboyun yeleği gümüş düğmeler ve püsküllerle süslenmişti.) -
The hiker wore a vest with many pockets to carry her gear.
(Yürüyüşçü ekipmanlarını taşımak için çok cepli bir yelek giydi.) -
The volunteer firefighter wore a reflective vest while directing traffic.
(Gönüllü itfaiyeci trafik yönlendirirken yansıtıcı yelek giydi.) -
The tailor added a vest to the suit to give it a more formal look.
(Giyimci, takıma daha resmi bir görünüm kazandırmak için yelek ekledi.) -
The musician’s vest was covered in colorful patches.
(Müzisyenin yeleği renkli yamalarla kaplıydı.) -
The security guard wore a bulletproof vest for protection.
(Güvenlik görevlisi korunmak için kurşun geçirmez yelek giydi.) -
The bridegroom wore a stylish vest with his wedding suit.
(Damat, düğün takımıyla şık bir yelek giydi.) -
The mountain climber wore a vest made of breathable fabric.
(Dağ
tırıcı nefes alan kumaştan yapılmış bir yelek giydi.)
- The basketball team wore matching vests during warm-ups.
(Basketbol takımı ısınırken uyumlu yelekler giydi.)
Türkçe Karşılıklar:
– Yelek
– Gömlek altı giyilen, kolsuz, düğmesiz ve genellikle süveter gibi yün veya pamuklu bir kumaştan yapılan bir giysi.
Hemen Yorum Yaz