Exertion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exertion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exertion: (Turkish meaning: Çaba)

Exertion refers to the physical or mental effort required to accomplish a task or activity.

Examples:

1. I felt a lot of exertion after running the marathon. (Maraton koşusundan sonra çok çaba hissettim.)

2. She put in a lot of exertion to finish the project on time. (Projeyi zamanında bitirmek için çok çaba harcadı.)

3. Exertion is necessary to achieve success in life. (Hayatta başarı elde etmek için çaba gereklidir.)

4. The team showed a lot of exertion during the game. (Takım oyun sırasında çok çaba gösterdi.)

5. He was panting and sweating from the exertion of lifting the heavy weights. (Ağır ağırlıkları kaldırmak için çaba sarf ederken terliyor ve nefes nefese kalıyordu.)

6. The exertion of climbing the mountain was worth it for the beautiful view at the top. (Dağı tırmanmanın çabası zirvedeki güzel manzara için değdi.)

7. She could feel the exertion in her muscles after the intense workout. (Yoğun antrenman sonrasında kaslarında çaba hissedebiliyordu.)

8. The exertion of studying for the exam paid off with a good grade. (Sınav için çalışmanın çabası iyi bir notla karşılık buldu.)

9. The team’s exertion and dedication led to their victory. (Takımın çabası ve özverisi zaferine yol açtı.)

10. The exertion of carrying the heavy bags made him tired. (Ağır çantaları taşımak çaba gerektirdiği için yoruldu.)

11. She was amazed by the exertion of the dancers during the performance. (Gösteri sırasında dansçıların çabası onu şaşırttı.)

12. The exertion of digging the garden left him with sore muscles. (Bahçeyi kazmanın çabası onu kas ağrısıyla baş başa bıraktı.)

13. The athletes were pushing themselves to the limit with the exertion of the race. (Sporcular yarışın çabasıyla kendilerini sınırına kadar zorluyorlardı.)

14. She could see the exertion on his face as he lifted the heavy box. (Ağır kutuyu kaldırırken yüzündeki çabayı görebiliyordu.)

15. The exertion of the job was too much for him, and he quit. (İşin çabası onun için çok fazlaydı ve bıraktı.)

16. The team’s exertion during practice paid off during the game. (Pratik sırasında takımın çabası oyun sırasında karşılığını buldu.)

17. The exertion of the hike was rewarded with a stunning view of the sunset. (Yürüyüşün çabası güneş batışının harika manzarasıyla ödüllendirildi.)

18. The construction workers were sweating from the exertion of lifting the heavy materials. (İnşaat işçileri ağır malzemeleri kaldırmanın çabasıyla terliyorlard

19. She had to take a break due to the exertion of carrying her heavy backpack. (Ağır sırt çantasını taşımaktan dolayı ara vermek zorunda kaldı.)

20. The exertion of practicing the piano for hours each day paid off with a beautiful performance at the recital. (Her gün saatlerce piyano çalışmanın çabası, resitalde güzel bir performansla karşılık buldu.)