Veracity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Veracity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Veracity Nedir?


Veracity İngilizce bir kelime olup, “doğruluk, dürüstlük” gibi anlamlara gelir. Bu kelime, genellikle kişinin sözlerinin ve davranışlarının doğru ve dürüst olmasını ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I doubt the veracity of his claims. (Onun iddialarının doğruluğundan şüpheliyim.)
  2. The veracity of the witness’s testimony was called into question. (Tanığın ifadesinin doğruluğu sorgulandı.)
  3. We need to verify the veracity of this information before we can act on it. (Bu bilginin doğruluğunu doğrulamamız gerekiyor, sonra harekete geçebiliriz.)
  4. His veracity is beyond reproach. (Onun doğruluğu tartışılamaz.)
  5. The journalist’s commitment to veracity made her a respected member of the profession. (Gazetecinin doğruluğa olan bağlılığı, onu meslekte saygın bir üye yaptı.)
  6. The company’s veracity in reporting its financial results has been called into question. (Şirketin finansal sonuçlarını raporlama konusundaki doğruluğu sorgulandı.)
  7. The veracity of historical accounts can be difficult to determine. (Tarihi hesapların doğruluğunu belirlemek zor olabilir.)
  8. The politician’s veracity was called into question after he was caught lying. (Politikacının yalan söylediği ortaya çıkınca doğruluğu sorgulandı.)
  9. The journalist’s article was praised for its veracity and attention to detail. (Gazetecinin makalesi, doğruluğu ve ayrıntılara verdiği önem nedeniyle övüldü.)
  10. The veracity of the scientific study was confirmed by multiple sources. (Bilimsel çalışmanın doğruluğu, birden fazla kaynak tarafından doğrulandı.)
  11. The company’s commitment to veracity and transparency has earned it a loyal customer base. (Şirketin doğruluğa ve şeffaflığa olan bağlılığı, ona sadık bir müşteri tabanı kazandırdı.)
  12. The veracity of the witness’s statement was crucial in determining the outcome of the trial. (Tanığın ifadesinin doğruluğu, davada karar vermede önemliydi.)
  13. The politician’s veracity was questioned when it was revealed that he had accepted bribes. (Politikacının doğruluğu, rüşvet kabul ettiği ortaya çıkınca sorgulandı.)
  14. The veracity of the source of the information was called into question by some experts. (Bilgi kaynağının doğruluğu, bazı uzmanlar tarafından sorgulandı.)
  15. The journalist’s reputation for veracity and integrity made her a valuable asset to the news organization. (Gazetecinin doğruluk ve dürüstlük konusundaki ünü, onu haber organizasyonu için
  1. The veracity of the experiment’s results was confirmed by peer review. (Deneyin sonuçlarının doğruluğu, meslektaşlar tarafından yapılan incelemeyle onaylandı.)
  2. The veracity of the eyewitness’s account was crucial in solving the crime. (Görgü tanığının ifadesinin doğruluğu, suçun çözülmesinde önemliydi.)
  3. The veracity of the company’s advertising claims was investigated by the consumer watchdog. (Şirketin reklam iddialarının doğruluğu, tüketici koruma kurumu tarafından araştırıldı.)
  4. The veracity of the candidate’s promises was doubted by some voters. (Adayın sözlerinin doğruluğu, bazı seçmenler tarafından sorgulandı.)
  5. The veracity of the news report was confirmed by multiple sources. (Haber raporunun doğruluğu, birden fazla kaynak tarafından onaylandı.)

(Türkçe çevirileri kalın ve siyah renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.