Exclusive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exclusive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exclusive kelimesinin Türkçe anlamı: Sadece, özel, ayrıcalıklı, tek

1. I have an exclusive membership to this club. (Ben bu kulübe özel üyeyim.)
2. This brand has an exclusive contract with that celebrity. (Bu markanın o ünlü ile özel bir sözleşmesi var.)
3. The hotel offers exclusive services to its VIP guests. (Otel, VIP konuklarına özel hizmetler sunuyor.)
4. This product is exclusive to our store. (Bu ürün sadece bizim mağazamızda bulunur.)
5. She had exclusive access to the top secret documents. (O, gizli belgelere özel erişimi vardı.)
6. The designer launched an exclusive line of clothing. (Tasarımcı özel bir giyim hattı başlattı.)
7. The club is only open to exclusive members. (Kulüp sadece özel üyelere açıktır.)
8. He received exclusive rights to publish the book. (O, kitabı yayınlama özel haklarını aldı.)
9. The company is launching an exclusive product for its loyal customers. (Şirket, sadık müşterileri için özel bir ürün çıkarıyor.)
10. The actress wore an exclusive dress to the red carpet event. (Oyuncu, kırmızı halı etkinliğinde özel bir elbise giydi.)
11. The hotel has exclusive access to the private beach. (Otelin özel erişimi özel plaja var.)
12. The party was exclusive to invited guests only. (Parti sadece davetli konuklara özeldi.)
13. The restaurant offers an exclusive menu for special occasions. (Restoran özel günler için özel bir menü sunuyor.)
14. The club has an exclusive atmosphere that attracts high-profile guests. (Kulüp, yüksek profilli konukları çeken özel bir atmosfere sahiptir.)
15. The artist created an exclusive painting for the gallery’s exhibition. (Sanatçı, galerinin sergisi için özel bir tablo yarattı.)
16. The book is available for purchase exclusively on the author’s website. (Kitap yazarın web sitesinde sadece satışa sunulmaktadır.)
17. The fashion designer created an exclusive collection for the fashion show. (Moda tasarımcısı, moda şovu için özel bir koleksiyon hazırladı.)
18. The event was an exclusive opportunity to meet industry leaders. (Etkinlik, endüstri liderleriyle tanışmak için özel bir fırsattı.)
19. The resort offers exclusive packages for honeymoon couples. (Tatil yeri, balayı çiftleri için özel paketler sunar.)
20. The movie premiere was exclusive to the cast and crew. (Film galası, oyuncu kadrosuna ve ekibe özeldi.)

21. The designer handbag is exclusive and not available in stores. (Tasarımcı el çantası özel ve mağazalarda bulunmuyor.)
22. The VIP lounge is exclusive to first-class passengers. (VIP salonu sadece birinci sınıf yolculara özeldir.)
23. The private jet offers an exclusive travel experience. (Özel jet, özel bir seyahat deneyimi sunar.)
24. The luxury car brand offers an exclusive driving experience. (Lüks araba markası, özel bir sürüş deneyimi sunar.)
25. The resort has an exclusive golf course for its guests. (Tatil yeri, konukları için özel bir golf sahasına sahiptir.)
26. The private island is exclusive to its owner and guests. (Özel ada, sahibi ve konuklarına özeldir.)
27. The boutique hotel offers exclusive amenities for its guests. (Butik otel, konukları için özel imkanlar sunar.)
28. The fashion brand has an exclusive collaboration with a famous artist. (Moda markası, ünlü bir sanatçıyla özel bir işbirliği yapar.)
29. The tech company is launching an exclusive limited edition product. (Teknoloji şirketi, özel bir sınırlı sayıda ürün çıkarıyor.)
30. The VIP event is exclusive to industry insiders and celebrities. (VIP etkinliği, endüstri içindekiler ve ünlüler için özeldir.)