Velvety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Velvety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Velvety Nedir?

Velvety, “kadifemsi, pürüzsüz, yumuşak” gibi anlamlara gelir. Bu kelime genellikle yiyecek, içecek veya dokuları tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The velvety texture of the cake was amazing. (Pastanın kadifemsi dokusu harikaydı.)
2. The velvety petals of the rose were so soft to touch. (Gülün kadifemsi taç yaprakları dokunmaya çok yumuşaktı.)
3. This moisturizer will make your skin feel velvety smooth. (Bu nemlendirici cildinizi kadifemsi yumuşaklıkta hissettirecek.)
4. The velvety smoothness of the cream made it the perfect topping for the pie. (Krem’in kadifemsi yumuşaklığı onu pastanın mükemmel üst malzemesi yaptı.)
5. The velvety taste of the chocolate melted in my mouth. (Çikolatanın kadifemsi tadı ağzımda eridi.)
6. The velvet upholstery on the chair felt luxurious. (Koltuktaki kadife kaplama lüks hissettirdi.)
7. The velvety darkness of the night was peaceful. (Gecenin kadifemsi karanlığı huzur vericiydi.)
8. The velvety voice of the singer captivated the audience. (Şarkıcının kadifemsi sesi seyirciyi etkiledi.)
9. The velvety finish of the paint gave the room a cozy feel. (Boyanın kadifemsi dokunuşu odaya sıcak bir his verdi.)
10. The velvety richness of the sauce enhanced the flavor of the pasta. (Sosun kadifemsi lezzeti makarnanın tadını arttırdı.)
11. The velvety color of the sunset was breathtaking. (Günbatımının kadifemsi rengi nefes kesiciydi.)
12. The velvety smoothness of the cream cheese made the bagel even more delicious. (Krem peynirinin kadifemsi yumuşaklığı, bageli daha da lezzetli hale getirdi.)
13. The velvety texture of the carpet felt good under my feet. (Halının kadifemsi dokusu ayaklarımın altında iyi hissetti.)
14. The velvety softness of the baby’s skin was so cute. (Bebek cildinin kadifemsi yumuşaklığı çok sevimliydi.)
15. The velvety consistency of the soup was perfect. (Çorbanın kadifemsi kıvamı mükemmeldi.)
16. The velvety sound of the saxophone filled the room. (Saksafonun kadifemsi sesi odayı doldurdu.)
17. The velvety touch of the blanket made me feel cozy. (Battaniyenin kadifemsi dokunuşu beni rahat hissettirdi.)
18. The velvety smoothness of the silk scarf felt nice on my skin. (İpek eşarbin kadifemsi yumuşaklığı cildimde güzel

19. The velvety texture of the mashed potatoes was creamy and delicious. (Ezilmiş patateslerin kadifemsi dokusu kremalı ve lezzetliydi.)
20. The velvety finish of the paint on the walls gave the room a warm and inviting feel. (Duvarlardaki boya işlemesinin kadifemsi dokunuşu odaya sıcak ve davetkar bir his verdi.)