Varsity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Varsity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

VARSITY

Varsity, birçok üniversitede veya okulda öğrenci takımlarının giydiği spor üniformasıdır.

  1. I love wearing my varsity jacket to show school spirit. (Okul ruhunu göstermek için Varsity ceketimi giymeyi seviyorum.)
  2. The varsity team won the championship this year. (Varsity takımı bu yıl şampiyonluğu kazandı.)
  3. She was so excited to make the varsity cheerleading squad. (Varsity cheerleading takımına girmek için çok heyecanlıydı.)
  4. The varsity football game is always the biggest event of the year. (Varsity futbol maçı her zaman yılın en büyük etkinliğidir.)
  5. He earned his varsity letter for swimming last season. (Geçen sezon yüzme için Varsity mektubunu kazandı.)
  6. The varsity basketball team practiced every day to prepare for the big game. (Varsity basketbol takımı büyük maça hazırlanmak için her gün antrenman yaptı.)
  7. Varsity jackets were first worn by Harvard’s baseball team in 1865. (Varsity ceketleri ilk olarak 1865 yılında Harvard’ın beyzbol takımı tarafından giyildi.)
  8. The varsity volleyball team played an intense match against their rivals. (Varsity voleybol takımı rakiplerine karşı yoğun bir maç oynadı.)
  9. She proudly wore her varsity letterman’s jacket to graduation. (Mezuniyete Varsity letterman ceketiyle gururla katıldı.)
  10. The varsity wrestling team has a reputation for being tough competitors. (Varsity güreş takımı, sert rakipler olarak ün kazandı.)
  11. He had to try out twice before he made the varsity soccer team. (Varsity futbol takımına girmeden önce iki kez denemek zorunda kaldı.)
  12. The varsity cross country team ran in a meet against several other schools. (Varsity kros takımı diğer birkaç okulla yarıştı.)
  13. The cheerleaders wore their varsity uniforms to school on game day. (Cheerleaders maç günü okula Varsity üniformalarıyla geldi.)
  14. Varsity athletes have to maintain a certain GPA to stay on the team. (Varsity sporcularının takımda kalabilmek için belli bir GPA’yı koruması gerekiyor.)
  15. The varsity tennis team played on the school’s new courts for the first time. (Varsity tenis takımı ilk kez okulun yeni kortlarında oynadı.)
  16. She was excited to find out she made the varsity track team. (Varsity atletizm takımına girdiğini öğrenmekten heyecanlandı.)
  17. The varsity softball team won their game by a landslide. (Varsity softball takımı oyunlarını ezici bir şekilde kazandı.)
  18. Varsity jackets are usually adorned with the school’s name and mascot. (Varsity ceketleri genellikle okulun adı ve maskotuyla süslenir.)
  19. He was disappointed when he didn’t make the

varsity basketball team, but he kept practicing and made it the next year. (Varsity basketbol takımına giremediğinde hayal kırıklığına uğradı, ama antrenman yapmaya devam etti ve bir sonraki yıl takıma girdi.)
20. The varsity swim team traveled to a meet in another state and came back with several victories. (Varsity yüzme takımı başka bir eyaletten yarışmaya gitti ve birkaç zaferle geri döndü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.