Vapour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vapour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Vapour

Vapour, İngilizce’de “buhar” anlamına gelir. Bu kelime cümle içinde birçok farklı bağlamda kullanılabilir. İşte örnek cümleler:

1. The vapour from the kettle fogged up the windows. (Su ısıtıcısından çıkan buhar pencereleri buğulandırdı.)
2. The vapour trails left by airplanes can create beautiful sunsets. (Uçakların bıraktığı buhar izleri güzel gün batımları oluşturabilir.)
3. She felt a warm vapour on her face as she opened the dishwasher. (Bulaşık makinesini açarken yüzünde sıcak bir buhar hissetti.)
4. The lab technician wore a mask to avoid inhaling the toxic vapours. (Laboratuvar teknisyeni, toksik buharları solunum yoluyla almamak için maske taktı.)
5. The steam engine billowed out thick vapour as it chugged along the tracks. (Lokomotif, raylar boyunca tıkır tıkır giderken kalın buharlar çıkardı.)
6. The spa’s steam room was filled with fragrant vapours from the essential oils. (Spa’nın buhar odası, esansiyel yağlardan gelen hoş buharlarla doluydu.)
7. The chemist distilled the liquid to separate the volatile vapours. (Kimyager, uçucu buharları ayırmak için sıvıyı damıttı.)
8. The foggy vapour made it difficult to see the road ahead. (Sisli buhar, ilerideki yolu görmeyi zorlaştırdı.)
9. The vaporizer emitted a sweet-smelling vapour into the room. (Buharlaştırıcı, odaya tatlı kokulu buhar yaydı.)
10. The cold winter air turned his breath into a visible vapour. (Soğuk kış havası nefesini görünür bir buhara dönüştürdü.)
11. The volcano erupted, spewing ash and vapour into the sky. (Volkan patladı ve gökyüzüne kül ve buhar püskürttü.)
12. The e-cigarette produced a flavoured vapour that smelled like strawberries. (Elektronik sigara, çilek gibi kokan tatlı bir buhar üretti.)
13. The humidifier added moisture to the air by releasing a fine vapour. (Nemlendirici, ince bir buhar yayarak havaya nem ekledi.)
14. The tea kettle whistled as the vapour pressure built up inside. (Çaydanlık içindeki buhar basıncı arttıkça ıslık çaldı.)
15. The chemist used a vapour barrier to prevent moisture from damaging the electronics. (Kimyager, elektronik cihazların nemden zarar görmesini önlemek için buhar bariyeri kullandı.)
16. The factory had to install a vapour recovery system to meet environmental regulations. (Fabrika, çevresel düzenlemeleri karşılamak için bir buhar geri kazanım sistemi kurmak zorunda kaldı.)
17. The

17. The fog machine created a spooky atmosphere with its dense vapour. (Sis makinesi, yoğun buharıyla ürkütücü bir atmosfer yarattı.)
18. The chef used a smoking gun to infuse a smoky vapour into the dish. (Şef, yemeğe dumanlı bir buhar vermek için bir duman tabancası kullandı.)
19. The hot shower filled the bathroom with steamy vapour. (Sıcak duş, banyoyu buharlı buharlı doldurdu.)
20. The vaporization of the liquid caused it to turn into a vapour that rose into the air. (Sıvının buharlaşması, havaya yükselen bir buhar haline dönüşmesine neden oldu.)

(Türkçe çeviriler kalın ve mavi olarak yazılmıştır.)