Utter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Utter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Utter” Nedir?

“Utter” fiili, “söylemek”, “ifade etmek” veya “açıklamak” anlamlarına gelir. Genellikle bir fikir, düşünce, duygu veya sözcükleri sesli olarak ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I couldn’t utter a single word when I saw her. (Onu gördüğümde tek kelime bile söyleyemedim.)
2. She uttered a loud scream when she saw the mouse. (Fareyi görünce yüksek sesle çığlık attı.)
3. He uttered an apology for his mistake. (Hatası için özür diledi.)
4. The actor uttered his lines with great passion. (Oyuncu repliklerini büyük bir tutkuyla söyledi.)
5. The baby was unable to utter any words yet. (Bebek henüz hiçbir kelime söyleyemiyordu.)
6. She uttered a prayer before going to bed. (Yatmadan önce bir dua etti.)
7. The politician uttered promises that he couldn’t keep. (Politikacı tutamayacağı sözler verdi.)
8. He uttered a curse when he hit his toe on the table. (Masaya çarptığında ayak başparmağına küfür etti.)
9. She uttered a sigh of relief when she found out she passed the exam. (Sınavı geçtiğini öğrendiğinde rahatlama içinde iç çekti.)
10. He couldn’t utter a word when he saw the beautiful sunset. (Güzel gün batımını gördüğünde tek kelime bile söyleyemedi.)
11. The witness uttered the truth in the courtroom. (Tanık mahkemede gerçeği söyledi.)
12. She uttered words of encouragement to her friend who was feeling down. (Moralinin bozuk olduğu arkadaşına cesaret verici sözler söyledi.)
13. He uttered a cry of pain when he stubbed his toe. (Ayak başparmağına çarptığında acıdan bağırdı.)
14. She uttered a scream of joy when she won the race. (Yarışı kazandığında sevinç çığlığı attı.)
15. He uttered a song that he wrote himself. (Kendisi yazdığı bir şarkıyı söyledi.)
16. She uttered a warning to her children not to play with fire. (Çocuklarına ateşle oynamamaları konusunda uyarıda bulundu.)
17. He uttered a laugh at the comedian’s jokes. (Komedyenin şakalarına güldü.)
18. She couldn’t utter her feelings for him. (Ona olan duygularını ifade edemedi.)
19. The teacher uttered instructions to the students before the test. (Sınava girmeden önce öğrencilere talimatlar verdi.)
20. He uttered a word of thanks to his colleagues for their hard work. (Meslektaşlarına sıkı çalışmaları için teşekkür etti.)

Diğer Örnek Cümleler:

1. She was so surprised by the news that she couldn’t utter a single word. (Haberden o kadar şaşırmıştı ki tek kelime bile söyleyemedi.)
2. He uttered a lie to cover up his mistake. (Hatasını örtmek için yalan söyledi.)
3. The singer uttered the lyrics of the song with great emotion. (Şarkının sözlerini büyük bir duyguyla söyledi.)
4. She uttered a prayer for her loved ones who had passed away. (Ölmüş sevdikleri için dua etti.)
5. He uttered a scream of terror when he saw the spider crawling towards him. (Örümceğin kendisine doğru tırmanmasını görünce korkudan bağırdı.)
6. She uttered a heartfelt apology to her friend for not showing up to their meeting. (Buluşmalarına gelmediği için arkadaşına içtenlikle özür diledi.)
7. He uttered a phrase in a language that no one in the room understood. (Odada kimse anlamadığı bir dilde bir cümle söyledi.)
8. She uttered a sarcastic comment in response to her colleague’s rude remark. (Meslektaşının kaba yorumuna karşılık alaycı bir yorumda bulundu.)
9. He couldn’t utter a word when he saw the stunning view from the mountaintop. (Dağın tepesinden görünen muhteşem manzarayı görünce tek kelime bile söyleyemedi.)
10. She uttered a scream of surprise when her boyfriend popped the question. (Erkek arkadaşının evlenme teklifi yapmasıyla şaşkınlıktan bağırdı.)
11. He uttered a complaint to the waiter about the poor service. (Garsona kötü hizmetiyle ilgili bir şikayet dile getirdi.)
12. She uttered a cry of anguish when she found out her beloved pet had passed away. (Sevdiği evcil hayvanının öldüğünü öğrenince acıdan çığlık attı.)
13. He uttered a word of encouragement to his teammate who was struggling. (Zorlanan takım arkadaşına cesaret verici bir söz söyledi.)
14. She uttered a gasp of surprise when she saw the extravagant gift her partner had given her. (Partnerinin kendisine verdiği savurgan hediyeyi görünce şaşkınlıktan nefesini tuttu.)
15. He couldn’t utter a single word when he saw the damage caused by the storm. (Fırtına tarafından neden olan hasarı görünce tek kelime bile söyleyemedi.)
16. She uttered a word of thanks to her parents for all their support. (Ebeveynlerine tüm destekleri için teşekkür etti.)
17. He uttered a joke that made everyone in the room laugh. (Odakadakileri güldüren bir şaka yaptı.)
18. She uttered a cry for help when she got lost in the woods. (Ormanda kaybolduğunda yardım isteyen bir çığlık attı.)
19. He uttered a prayer for world peace. (Dünya barışı için dua etti.)