Uproot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uproot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Uproot” Kelimesinin Anlamı


Uproot kelimesi, “kökünden sökmek” veya “yerinden çıkarmak” anlamına gelir. Bu kelime genellikle bitkiler veya insanlar için kullanılır.

Örnek Cümleler:


1.

She uprooted the weeds from the garden. (O bahçeden yabani otları kökünden söktü.)

2.

The storm uprooted several trees in the park. (Fırtına parkta birkaç ağacı yerinden çıkardı.)

3.

The family uprooted themselves and moved to a new city. (Aile kendilerini kökünden söküp yeni bir şehre taşındı.)

4.

The construction of the new highway will uproot many businesses in the area. (Yeni otoyolun yapımı, bölgedeki birçok işletmenin kökünden sökülmesine sebep olacak.)

5.

It’s difficult to uproot old habits. (Eski alışkanlıkları kökünden sökmek zordur.)

6.

The earthquake uprooted entire neighborhoods. (Deprem tüm mahalleleri yerinden söktü.)

7.

The government is trying to uproot corruption from the system. (Hükümet sistemden yolsuzluğu kökünden sökmeye çalışıyor.)

8.

The refugee crisis uprooted thousands of families from their homes. (Mülteci krizi, binlerce aileyi evlerinden yerinden söktü.)

9.

The new manager uprooted the company’s traditional way of doing things. (Yeni müdür, şirketin geleneksel iş yapma şeklini kökünden değiştirdi.)

10.

The fire uprooted the family’s plans for the weekend. (Yangın, ailenin hafta sonu planlarını alt üst etti.)

11.

The coach uprooted the team’s strategy in the second half of the game. (Antrenör, oyunun ikinci yarısında takımın stratejisini kökünden değiştirdi.)

12.

The new CEO uprooted the company’s entire management structure. (Yeni CEO, şirketin tüm yönetim yapısını kökünden değiştirdi.)

13.

The flood uprooted the bridge and washed it away. (Sel köprüyü yerinden söktü ve sürükledi.)

14.

The artist uprooted his life in the city and moved to the countryside for inspiration. (Sanatçı, ilham için şehirdeki hayatını kökünden değiştirip kırsala taşındı.)

15.

The new policy uprooted the company’s culture and caused

many employees to leave. (Yeni politika, şirketin kültürünü kökünden değiştirdi ve birçok çalışanın ayrılmasına sebep oldu.)

16.

The archaeologists uprooted the ancient artifacts from the ground carefully. (Arkeologlar antik eserleri dikkatli bir şekilde yerinden söktü.)

17.

The disease uprooted the lives of many families. (Hastalık, birçok ailenin hayatını kökünden değiştirdi.)

18.

The revolution uprooted the country’s political system. (Devrim, ülkenin siyasi sistemini kökünden değiştirdi.)

19.

The company uprooted the employees from their old office and moved them to a new building. (Şirket, çalışanları eski ofislerinden kökünden söküp yeni bir binaya taşıdı.)

20.

The severe storm uprooted the entire roof of the house. (Ağır fırtına evin tüm çatısını yerinden söktü.)

(Her cümlede “uproot” kelimesi kullanılmıştır.)

Türkçe Anlamları:

  1. kökünden sökmek
  2. yerinden çıkarmak
  3. kökünden değiştirmek
  4. evlerinden yerinden sökmek
  5. geleneksel iş yapma şeklini kökünden değiştirmek
  6. mahalleleri yerinden sökmek
  7. sistemden yolsuzluğu kökünden sökmek
  8. evlerinden yerinden söktü
  9. şirketin geleneksel iş yapma şeklini kökünden değiştirdi
  10. ailenin planlarını alt üst etti
  11. takımın stratejisini kökünden değiştirdi
  12. şirketin tüm yönetim yapısını kökünden değiştirdi
  13. köprüyü yerinden söktü
  14. hayatını kökünden değiştirip kırsala taşındı
  15. şirketin kültürünü kökünden değiştirdi
  16. antik eserleri dikkatli bir şekilde yerinden söktü
  17. birçok ailenin hayatını kökünden değiştirdi
  18. ülkenin siyasi sistemini kökünden değiştirdi
  19. çalışanları eski ofislerinden kökünden söküp yeni bir binaya taşıdı
  20. evin tüm çatısını yerinden söktü

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.