Upraise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upraise İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Upraise Nedir?

Upraise kelimesi İngilizce dilinde “yükseltmek” veya “geliştirmek” anlamına gelir. Bu kelime, özellikle bir kişinin veya bir şeyin değerini artırmak için yapılan eylemleri ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. We need to upraise our standards if we want to compete with other companies. (Diğer şirketlerle rekabet etmek istiyorsak standartlarımızı yükseltmemiz gerekiyor.)
2. The new project aims to upraise the living standards of people in rural areas. (Yeni proje, kırsal kesimde yaşayan insanların yaşam standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor.)
3. The CEO’s speech really upraised the morale of the employees. (CEO’nun konuşması gerçekten çalışanların moralini yükseltti.)
4. The company is planning to upraise the salaries of its employees next year. (Şirket gelecek yıl çalışanlarının maaşlarını artırmayı planlıyor.)
5. The new education policy aims to upraise the quality of education in the country. (Yeni eğitim politikası ülkenin eğitim kalitesini yükseltmeyi amaçlıyor.)
6. The athlete’s recent achievements have upraised her status in the sports world. (Sporcu son başarılarıyla spor dünyasındaki statüsünü yükseltti.)
7. The renovation project will upraise the value of the old building. (Restorasyon projesi eski binanın değerini yükseltecek.)
8. The company’s new marketing strategy has upraised its sales figures. (Şirketin yeni pazarlama stratejisi satış rakamlarını yükseltti.)
9. The charity organization aims to upraise awareness about the importance of mental health. (Hayırseverlik organizasyonu, zihinsel sağlığın önemine dikkat çekmeyi amaçlıyor.)
10. The new technology will upraise the efficiency of the production process. (Yeni teknoloji üretim sürecinin verimliliğini yükseltecek.)
11. The government’s new policies aim to upraise the country’s economy. (Hükümetin yeni politikaları ülkenin ekonomisini yükseltmeyi amaçlıyor.)
12. The new software will upraise the security level of the company’s computer systems. (Yeni yazılım şirketin bilgisayar sistemlerinin güvenlik seviyesini yükseltecek.)
13. The teacher’s encouragement upraised the student’s confidence in his abilities. (Öğretmenin teşviki öğrencinin yeteneklerine olan güvenini yükseltti.)
14. The new product launch will upraise the company’s brand recognition. (Yeni ürün lansmanı şirketin marka tanınırlığını yükseltecek.)
15. The government’s plan aims to upraise the level of education in the country. (Hükümetin planı ülkedeki eğitim seviyesini yüks

16. The company’s investment in research and development will upraise its competitiveness in the market. (Şirketin araştırma ve geliştirmeye yatırımı pazardaki rekabet gücünü yükseltecek.)
17. The motivational speaker’s speech upraised the spirits of the audience. (Motivasyon konuşmacısının konuşması seyircinin ruhunu yükseltti.)
18. The new safety regulations will upraise the safety standards of the workplace. (Yeni güvenlik düzenlemeleri işyerinin güvenlik standartlarını yükseltecek.)
19. The artist’s new album upraised her popularity among music lovers. (Sanatçının yeni albümü müzikseverler arasındaki popülerliğini yükseltti.)
20. The teacher’s efforts to upraise the students’ critical thinking skills were successful. (Öğretmenin öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini yükseltme çabaları başarılı oldu.)