Up With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Up With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Up With İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Yükselme, artma, destekleme

1. Up with the sun! Let’s get started early today. (Güneşle yüksel! Bugün erken başlayalım.)
2. He threw his hands up with excitement. (Heyecanla ellerini kaldırdı.)
3. I’m all up with the latest fashion trends. (Son moda trendleriyle tamamen uyumlu)
4. She cheered up with the thought of seeing her family. (Ailesini göreceği düşüncesiyle neşelendi.)
5. Let’s up with our game and try to win this match. (Oyunumuzu iyileştirelim ve bu maçı kazanmaya çalışalım.)
6. The temperature is slowly up with each passing day. (Sıcaklık her geçen gün yavaş yavaş artıyor.)
7. He was up with the birds, ready to start his day. (Kuşlarla birlikte uyanmış, gününe hazırdı.)
8. The team up with their coach to develop a winning strategy. (Takım, kazanan bir strateji geliştirmek için antrenörleriyle bir araya geldi.)
9. She was feeling down but her friends cheered her up with their kind words. (Kendini kötü hissediyordu ama arkadaşları onu iyimser sözleriyle neşelendirdi.)
10. Let’s up with the volume and dance to this song. (Sesi açalım ve bu şarkıya dans edelim.)
11. The company decided to up with their marketing efforts to increase sales. (Şirket satışları artırmak için pazarlama çabalarını artırmaya karar verdi.)
12. He up with his bike to cross the finish line first. (Bitiş çizgisini ilk geçmek için bisikletini hızlandırdı.)
13. Let’s up with the ante and make this a high-stakes game. (Bahsi artıralım ve bu yüksek bahisli bir oyun yapalım.)
14. The students decided to up with their study group to improve their grades. (Öğrenciler notlarını yükseltmek için çalışma grubunu artırmaya karar verdiler.)
15. The government is planning to up with funding for education. (Hükümet, eğitim için finansmanı artırmayı planlıyor.)
16. She up with her team to create

a plan for the project. (Proje için bir plan oluşturmak için ekibiyle bir araya geldi.)
17. The company is looking to up with their technology to stay competitive. (Şirket rekabetçi kalmak için teknolojilerini geliştirmeyi düşünüyor.)

18. The concertgoers held their lighters up with during the emotional ballad. (Konser izleyicileri duygusal balad sırasında çakmaklarını kaldırdılar.)
19. Let’s up with the quality of our work to impress the boss. (Patronu etkilemek için işimizin kalitesini artıralım.)
20. The politician promised to up with support for small businesses. (Politikacı küçük işletmelere destek sağlamayı artırmayı vaat etti.)