Unwed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unwed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unwed Nedir?

Unwed kelimesi, evlenmemiş anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Unwed mothers face many challenges in society. (Evlenmemiş anneler toplumda birçok zorlukla karşı karşıya kalırlar.)
  2. He was shocked to find out that he was the father of an unwed child. (Evlenmemiş bir çocuğun babası olduğunu öğrenince şok oldu.)
  3. She decided to have an abortion because she was unwed. (Evlenmemiş olduğu için kürtaj yapmaya karar verdi.)
  4. The church refused to baptize the child of an unwed couple. (Kilise, evlenmemiş bir çiftin çocuğunu vaftiz etmeyi reddetti.)
  5. Many unwed couples live together before getting married. (Birçok evlenmemiş çift, evlenmeden önce birlikte yaşarlar.)
  6. She is an unwed mother who is struggling to make ends meet. (Geçim sıkıntısı çeken bir evlenmemiş annedir.)
  7. The unwed couple decided to raise the baby together. (Evlenmemiş çift, bebeği birlikte büyütmeye karar verdi.)
  8. She gave up her baby for adoption because she was unwed. (Evlenmemiş olduğu için bebeğini evlatlık vermeye karar verdi.)
  9. The unwed mother was ostracized by her family and friends. (Evlenmemiş annesi, ailesi ve arkadaşları tarafından dışlanmıştı.)
  10. He refused to marry his girlfriend because he wanted to remain unwed. (Evlenmemiş kalmak istediği için kız arkadaşıyla evlenmeyi reddetti.)
  11. Many unwed mothers struggle to find affordable childcare. (Birçok evlenmemiş anne, uygun fiyatlı çocuk bakımı bulmakta zorlanırlar.)
  12. She became pregnant while she was unwed. (Evlenmeden önce hamile kaldı.)
  13. The unwed couple decided to get married after the baby was born. (Evlenmemiş çift, bebek doğduktan sonra evlenmeye karar verdi.)
  14. She was ashamed to tell her family that she was unwed and pregnant. (Evlenmemiş ve hamile olduğunu ailesine söylemekten utanıyordu.)
  15. He was surprised to learn that his daughter was unwed and pregnant.
  1. The unwed mother struggled to provide for her child on her own. (Evlenmemiş anne, çocuğuna tek başına bakmaya çalıştı.)
  2. They had been living together for years as an unwed couple before deciding to get married. (Evlenmeden önce yıllarca birlikte yaşayan bir çift, evlenmeye karar verdiler.)
  3. The unwed father was ordered to pay child support. (Evlenmemiş babaya çocuk desteği ödemeye karar verildi.)
  4. She felt like she was being judged for being an unwed mother. (Evlenmemiş anne olduğu için yargılandığını hissetti.)
  5. The unwed couple decided to raise their child together, even though they weren’t married. (Evlenmedikleri halde, evlenmemiş çift çocuklarını birlikte büyütmeye karar verdiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.