Unwearied İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unwearied İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unwearied Ne Demek?

Unwearied, yorulmayan, bitmeyen, tükenmeyen anlamlarına gelen bir sıfattır. Kişi veya şeyin enerjisi, gücü veya çabası tükenmez şekilde devam ediyorsa, bu durumda “unwearied” ifadesi kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. She is an unwearied worker, always completing her tasks on time. (O, yorulmayan bir çalışandır ve her zaman görevlerini zamanında tamamlar.)
2. His unwearied efforts in studying have paid off, and he has now graduated with honors. (Studying için tükenmeyen çabaları ödüllendirildi ve şimdi onur derecesiyle mezun oldu.)
3. The athlete’s unwearied training routine led her to break the world record. (Sporcu, yorulmayan antrenman rutiniyle dünya rekorunu kırdı.)
4. The unwearied support of his family helped him overcome his illness. (Ailesinin tükenmeyen desteği, hastalığının üstesinden gelmesine yardımcı oldu.)
5. Despite the unwearied efforts of the firefighters, the building was completely destroyed. (İtfaiyecilerin tükenmeyen çabalarına rağmen, bina tamamen yıkıldı.)
6. The teacher’s unwearied dedication to her students has earned her their respect and admiration. (Öğretmenin öğrencilerine tükenmeyen bağlılığı, onların saygısını ve hayranlığını kazandı.)
7. His unwearied passion for music led him to become a successful musician. (Müziğe olan tükenmeyen tutkusu, başarılı bir müzisyen olmasını sağladı.)
8. The unwearied waves crashed against the shore, creating a soothing sound. (Tükenmeyen dalgalar, rahatlatıcı bir ses oluşturarak sahile vurdu.)
9. The unwearied winds of the desert carried sand for miles, creating majestic dunes. (Çölün tükenmeyen rüzgarları, kumları kilometrelerce taşıyarak muhteşem kum tepeleri oluşturdu.)
10. Her unwearied optimism helped her stay positive during difficult times. (Tükenmeyen iyimserliği, zor zamanlarda olumlu kalmaya yardımcı oldu.)
11. The unwearied machine continued to work without a break, producing countless products. (Tükenmeyen makine, aralıksız çalışmaya devam ederek sayısız ürün üretti.)
12. Despite the unwearied rain, the wedding ceremony went on as planned. (Tükenmeyen yağmura rağmen, düğün töreni planlandığı gibi devam etti.)
13. The unwearied beauty of the natural landscape left the visitors in awe. (Doğal manzaranın tükenmeyen güzelliği, ziyaretçileri hayrete düşürdü.)
14. The unwearied love of a mother for her child is truly remarkable. (

14. The unwearied love of a mother for her child is truly remarkable. (Bir annenin çocuğuna duyduğu tükenmeyen sevgi gerçekten dikkat çekicidir.)
15. The unwearied flow of the river symbolizes the continuity of life. (Nehrin tükenmeyen akışı, hayatın devamlılığını simgeler.)
16. The unwearied enthusiasm of the students made the class enjoyable for everyone. (Öğrencilerin tükenmeyen coşkusu, sınıfı herkes için keyifli hale getirdi.)
17. The unwearied march of time cannot be stopped. (Zamanın tükenmeyen ilerleyişi durdurulamaz.)
18. The unwearied curiosity of a child is a source of inspiration for many scientists. (Bir çocuğun tükenmeyen merakı, birçok bilim adamı için ilham kaynağıdır.)
19. The unwearied exploration of the unknown is what drives adventurers to take risks. (Bilinmeyene yönelik tükenmeyen keşifler, maceraperestleri risk almaya sevk eder.)
20. The unwearied efforts of volunteers have helped many people in need. (Gönüllülerin tükenmeyen çabaları, birçok ihtiyaç sahibine yardımcı oldu.)