Unutterable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unutterable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unutterable

Unutterable, sözlerle ifade edilemeyecek kadar yoğun ve güçlü olan şeyleri ifade etmek için kullanılan bir sıfattır.

Örnek cümleler:

  1. The pain she felt was unutterable. (Hissedilen acı tarifsizdi.)
  2. The beauty of the sunset was unutterable. (Günbatımının güzelliği sözlerle tarif edilemezdi.)
  3. The fear in his eyes was unutterable. (Gözlerindeki korku tarif edilemezdi.)
  4. The joy I felt was unutterable. (Hissettiğim sevinç tarifsizdi.)
  5. The grief they experienced was unutterable. (Yaşadıkları keder tarif edilemezdi.)
  6. The love between them was unutterable. (Aralarındaki sevgi sözlerle ifade edilemezdi.)
  7. The silence in the room was unutterable. (Odadaki sessizlik tarif edilemezdi.)
  8. The intensity of the storm was unutterable. (Fırtınanın şiddeti sözlerle ifade edilemezdi.)
  9. The peace he found in nature was unutterable. (Doğada bulduğu huzur sözlerle ifade edilemezdi.)
  10. The mystery of the universe was unutterable. (Evrenin sırrı tarif edilemezdi.)
  11. The horror in the movie was unutterable. (Filmdeki korku tarif edilemezdi.)
  12. The anger he felt was unutterable. (Hissettiği öfke tarifsizdi.)
  13. The hope they had was unutterable. (Sahip oldukları umut sözlerle ifade edilemezdi.)
  14. The awe he felt was unutterable. (Hissettiği hayranlık tarifsizdi.)
  15. The mystery of life was unutterable. (Hayatın sırrı tarif edilemezdi.)
  16. The complexity of the situation was unutterable. (Durumun karmaşıklığı sözlerle ifade edilemezdi.)
  17. The sadness in her eyes was unutterable. (Gözlerindeki üzüntü tarif edilemezdi.)
  18. The beauty of the snowfall was unutterable. (Kar yağışının güzelliği sözlerle ifade edilemezdi.)
  19. The chaos in the city was unutterable. (Şehirdeki kaos tarif edilemezdi.)
  20. The serenity of the ocean was unutterable. (Okyanusun huzuru sözlerle ifade edilemezdi.)
  1. The majesty of the mountains was unutterable. (Dağların görkemi tarif edilemezdi.)
  2. The magnitude of the tragedy was unutterable. (Tragedyanın büyüklüğü sözlerle ifade edilemezdi.)
  3. The wonder in the child’s eyes was unutterable. (Çocuğun gözlerindeki hayret tarif edilemezdi.)
  4. The complexity of the human mind was unutterable. (İnsan zihninin karmaşıklığı sözlerle ifade edilemezdi.)
  5. The terror they experienced was unutterable. (Yaşadıkları dehşet tarif edilemezdi.)
  6. The admiration he had for her was unutterable. (Ona duyduğu hayranlık sözlerle ifade edilemezdi.)
  7. The devastation caused by the earthquake was unutterable. (Depremin neden olduğu yıkım tarif edilemezdi.)
  8. The intensity of their love was unutterable. (Aralarındaki sevginin yoğunluğu sözlerle ifade edilemezdi.)
  9. The awe-inspiring beauty of the Taj Mahal was unutterable. (Taj Mahal’in büyüleyici güzelliği sözlerle ifade edilemezdi.)
  10. The despair she felt was unutterable. (Hissettiği umutsuzluk tarifsizdi.)

Unutterable kelimesi, duyguları, manzaraları veya deneyimleri tarif etmek için sıklıkla kullanılan bir sıfattır ve genellikle cümlede vurgulu bir şekilde yer alır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.