Perturb İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perturb İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perturb

Perturb kelimesi, sarsmak, üzmek, huzursuz etmek anlamlarına gelir.

1. The noise from the construction site is perturbing the residents. (İnşaat alanındaki gürültü sakinleri rahatsız ediyor.)
2. The sudden change in plans perturbed her. (Planlardaki aniden değişiklik onu üzdü.)
3. The disturbing news perturbed the entire community. (Rahatsız edici haber topluluğu üzdü.)
4. He was perturbed by the hostile attitude of his colleagues. (Meslektaşlarının düşmanca tutumu onu üzdü.)
5. The unexpected delay perturbed the passengers. (Beklenmeyen gecikme yolcuları huzursuz etti.)
6. The thought of failing the exam perturbed her. (Sınavda başarısız olma düşüncesi onu üzdü.)
7. The absence of his son perturbed him greatly. (Oğlunun yokluğu onu çok üzdü.)
8. The constant interruptions perturbed her concentration. (Sürekli kesintiler konsantrasyonunu bozdu.)
9. The strange noise in the middle of the night perturbed the family. (Gece ortasında gelen tuhaf ses aileyi rahatsız etti.)
10. The rumors circulating about her perturbed her deeply. (Onun hakkında dolaşan söylentiler onu derinden üzdü.)
11. The difficult decision perturbed him for days. (Zor karar günlerce onu üzdü.)
12. The sudden illness of his pet perturbed him greatly. (Evcil hayvanının aniden hastalanması onu çok üzdü.)
13. The lack of progress in the project perturbed the team. (Proje üzerindeki ilerlemelerin eksikliği takımı huzursuz etti.)
14. The behavior of his boss perturbed him. (Patronunun davranışları onu rahatsız etti.)
15. The thought of losing her job perturbed her. (İşini kaybetme düşüncesi onu üzdü.)
16. The disturbing images in the movie perturbed her. (Filmin rahatsız edici sahneleri onu üzdü.)
17. The uncertainty of the future perturbed him. (Geleceğin belirsizliği onu üzdü.)
18. The sudden disappearance of her cat perturbed her greatly. (Kedisinin aniden kaybolması onu çok üzdü.)
19. The negative feedback from her boss perturbed her. (Patronundan gelen olumsuz geri bildirim onu rahatsız etti.)
20. The thought of the upcoming exam perturbed the students. (Yaklaşan sınav düşüncesi öğrencileri huzursuz etti.)

21. The unexpected arrival of her ex-boyfriend perturbed her. (Eski sevgilisinin beklenmedik gelişi onu üzdü.)
22. The strange behavior of her neighbor perturbed her. (Komşusunun tuhaf davranışları onu rahatsız etti.)
23. The thought of facing her fears perturbed her. (Korkularıyla yüzleşme düşüncesi onu üzdü.)
24. The news of the natural disaster perturbed the whole world. (Doğal afet haberleri tüm dünyayı huzursuz etti.)
25. The thought of her parents’ divorce perturbed her. (Ailesinin boşanma düşüncesi onu üzdü.)
26. The negative comments on her social media post perturbed her. (Sosyal medya paylaşımına gelen olumsuz yorumlar onu rahatsız etti.)
27. The strange odor coming from the kitchen perturbed her. (Mutfaktan gelen tuhaf koku onu rahatsız etti.)
28. The sudden change in weather perturbed the farmers. (Hava durumundaki ani değişiklik çiftçileri huzursuz etti.)
29. The loss of her favorite necklace perturbed her greatly. (En sevdiği kolyesini kaybetmek onu çok üzdü.)
30. The loud music from the party next door perturbed her sleep. (Yan taraftaki partiden gelen yüksek müzik uykusunu bozdu.)