Unsubstantiated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unsubstantiated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unsubstantiated Nedir?


Unsubstantiated, Türkçe karşılığı “ispatlanmamış” olan bir sıfattır. Bu kelime, herhangi bir kanıt, delil veya destek olmadan yapılan iddiaları veya söylemleri ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The accusation is unsubstantiated, so we cannot take any action based on it. (Suçlama ispatlanmamış olduğu için, bunun üzerine herhangi bir işlem yapamayız.)
  2. The news report was based on unsubstantiated claims and rumors. (Haber raporu, ispatlanmamış iddialara ve söylentilere dayanıyordu.)
  3. The company denied the unsubstantiated allegations of corruption. (Şirket, ispatlanmamış yolsuzluk iddialarını reddetti.)
  4. She was fired based on unsubstantiated accusations of stealing company property. (Şirket malını çalmakla suçlandığı ispatlanmamış iddialar nedeniyle işten çıkarıldı.)
  5. The judge dismissed the case due to lack of evidence and unsubstantiated claims. (Hakim, kanıt eksikliği ve ispatlanmamış iddialar nedeniyle davayı reddetti.)
  6. The conspiracy theory was completely unsubstantiated and lacked any credible evidence. (Komplote teorisi tamamen ispatlanmamış ve hiçbir inandırıcı kanıt yoktu.)
  7. The newspaper published an article with unsubstantiated allegations against the mayor. (Gazete, belediye başkanı hakkında ispatlanmamış suçlamalar içeren bir makale yayınladı.)
  8. The lawyer argued that the charges were based on unsubstantiated claims and should be dismissed. (Avukat, suçlamaların ispatlanmamış iddialara dayandığını ve reddedilmesi gerektiğini savundu.)
  9. The police could not pursue the case further due to unsubstantiated claims and lack of evidence. (Polis, ispatlanmamış iddialar ve kanıt eksikliği nedeniyle dava üzerinde daha fazla ilerleyemedi.)
  10. The media was criticized for spreading unsubstantiated rumors about the celebrity’s personal life. (Medya, ünlünün özel hayatıyla ilgili ispatlanmamış söylentileri yaymakla eleştirildi.)
  11. The research findings were unsubstantiated and did not provide any reliable information. (Araştırma bulguları ispatlanmamış ve güvenilir bir bilgi sağlamadı.)
  12. The author’s argument was based on unsubstantiated assumptions and lacked any factual basis. (Yazarın argümanı, ispatlanmamış varsayımlara dayanıyordu ve herhangi bir gerçek temele sahip değildi.)
  13. The court rejected the plaintiff’s unsubstantiated claims and dismissed the case. (Mahkeme, davacının ispatlanmamış iddialarını reddetti ve davayı düşürdü.)
  14. The politician’s speech was filled with unsub
  1. The media outlet issued an apology for publishing an article with unsubstantiated claims. (Medya kuruluşu, ispatlanmamış iddialar içeren bir makale yayınladığı için özür diledi.)
  2. The scientist’s theory was dismissed as unsubstantiated and lacking in empirical evidence. (Bilim insanının teorisi, ispatlanmamış ve ampirik kanıt eksikliği olan bir teori olarak reddedildi.)
  3. The report contained several unsubstantiated claims and inaccuracies. (Rapor, birkaç ispatlanmamış iddia ve yanlışlıklar içeriyordu.)
  4. The journalist was criticized for reporting on unsubstantiated rumors without fact-checking. (Gazeteci, gerçekleri kontrol etmeden ispatlanmamış söylentiler hakkında haber yapmakla eleştirildi.)
  5. The prosecutor could not proceed with the case due to lack of evidence and unsubstantiated claims. (Savcı, kanıt eksikliği ve ispatlanmamış iddialar nedeniyle davayı ilerletemedi.)
  6. The company’s decision to terminate the employee was based on unsubstantiated accusations of misconduct. (Şirketin çalışanı işten çıkarma kararı, ispatlanmamış davranış bozukluğu suçlamalarına dayanıyordu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. ispatlanmamış
  2. kanıt olmadan yapılan iddialar
  3. ispatlanmamış suçlamalar
  4. ispatlanmamış iddialar
  5. kanıt eksikliği ve ispatlanmamış iddialar
  6. tamamen ispatlanmamış
  7. ispatlanmamış suçlamalar içeren bir makale
  8. ispatlanmamış iddialara dayandığını
  9. ispatlanmamış iddialar ve kanıt eksikliği
  10. ispatlanmamış söylentileri yaymak
  11. ispatlanmamış bulgular
  12. ispatlanmamış varsayımlar
  13. ispatlanmamış iddialarını reddetti
  14. ispatlanmamış iddialar içeren bir makale
  15. ispatlanmamış iddialar yayınlamak
  16. ispatlanmamış ve ampirik kanıt eksikliği olan
  17. birkaç ispatlanmamış iddia ve yanlışlıklar
  18. gerçekleri kontrol etmeden ispatlanmamış söylentiler hakkında haber yapmak
  19. kanıt eksikliği ve ispatlanmamış iddialar
  20. davranış bozukluğu suçlamalarına dayanıyor

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.