Unselfishly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unselfishly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unselfishly Nedir?

Unselfishly, bir eylemin veya davranışın, kişisel çıkar veya beklentilerden bağımsız olarak başkalarına yardım etme veya destek olma amacı taşıması anlamına gelir. Bu kelime, genellikle özveri, fedakarlık ve paylaşım kavramlarıyla ilişkilendirilir.

Örnek cümleler:

1. She unselfishly devoted all her time to caring for her sick mother. (O, hastalanan annesine özverili bir şekilde tüm zamanını ayırdı.)
2. The firefighters acted unselfishly to save the family from the burning house. (İtfaiyeciler yanmakta olan evden aileyi kurtarmak için özveriyle hareket ettiler.)
3. The volunteers worked unselfishly to help those affected by the natural disaster. (Gönüllüler doğal afetin etkisinde kalanlara yardım etmek için özveriyle çalıştılar.)
4. He unselfishly gave up his seat on the bus to the elderly lady. (O, yaşlı kadına otobüste yerini özveriyle verdi.)
5. The teacher unselfishly stayed after school to help her struggling students. (Öğretmen, zorlanan öğrencilerine yardım etmek için özveriyle okuldan sonra kaldı.)
6. The doctor unselfishly worked long hours to save the patient’s life. (Doktor, hastanın hayatını kurtarmak için uzun saatler özveriyle çalıştı.)
7. She unselfishly shared her lunch with the homeless man on the street. (O, sokaktaki evsizi özveriyle öğle yemeğiyle paylaştı.)
8. The soldiers unselfishly risked their lives to protect their country. (Askerler, ülkelerini korumak için özveriyle hayatlarını riske attılar.)
9. The athlete unselfishly gave up his chance to win to help his injured competitor. (Sporcu, yarışmayı kazanma şansını kaybetmek pahasına, yaralanmış rakibine yardım etmek için özveriyle hareket etti.)
10. The rescue team unselfishly worked through the night to save the trapped miners. (Kurtarma ekibi, mahsur kalan madencileri kurtarmak için özveriyle tüm gece çalıştı.)
11. She unselfishly offered to babysit her neighbor’s children so they could have a night out. (O, komşusunun çocuklarına özveriyle bakmak için teklifte bulundu, böylece onlar dışarıda vakit geçirebilirdi.)
12. The charity workers unselfishly donated their time and resources to help those in need. (Hayırseverlik çalışanları, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek için özveriyle zaman ve kaynaklarını bağışladılar.)
13. He unselfishly supported his friend through a difficult time. (O, arkadaşına zor bir dönemde özveriyle destek oldu.)
14. The musician unselfishly performed for free to raise money

for a good cause. (Müzisyen, iyi bir amaç için para toplamak amacıyla özveriyle ücretsiz performans sergiledi.)
15. The teacher unselfishly spent extra time with the struggling student to help them catch up. (Öğretmen, geride kalan öğrenciye yardım etmek için özveriyle ekstra zaman harcadı.)

16. The nurse unselfishly cared for the patient with kindness and compassion. (Hemşire, hastayı özveriyle sevgi ve merhametle ilgilendi.)
17. The volunteers unselfishly cleaned up the park after the community event. (Gönüllüler, topluluk etkinliği sonrasında özveriyle parkı temizlediler.)
18. The chef unselfishly cooked a meal for the homeless shelter. (Şef, evsiz barınağı için özveriyle yemek pişirdi.)
19. The social worker unselfishly worked to improve the lives of disadvantaged families. (Sosyal çalışmacı, dezavantajlı ailelerin yaşamını iyileştirmek için özveriyle çalıştı.)
20. The friend unselfishly listened to her friend’s problems and offered support. (Arkadaş, dostunun problemlerini özveriyle dinledi ve destek sundu.)