Unsavoriness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unsavoriness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unsavoriness Nedir?

Unsavoriness İngilizce bir kelime olup, “lezzetsizlik, hoş olmayan veya itici bir tat veya kokuya sahip olma durumu” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The unsavoriness of the dish made me lose my appetite. (Yemeğin lezzetsizliği benim iştahımı kaybettirdi.)
2. The unsavoriness of the situation was overwhelming. (Durumun hoş olmayan yönü eziciydi.)
3. The unsavoriness of the smell made me feel sick. (Kokunun iticiliği beni hasta hissettirdi.)
4. The unsavoriness of his behavior made everyone uncomfortable. (Davranışının iticiliği herkesi rahatsız etti.)
5. The unsavoriness of the neighborhood made me feel unsafe. (Semtin hoş olmayan yönü beni güvensiz hissettirdi.)
6. The unsavoriness of the meat made me regret ordering it. (Etin lezzetsizliği sipariş ettiğime pişman oldum.)
7. The unsavoriness of the situation made it difficult to find a solution. (Durumun iticiliği bir çözüm bulmayı zorlaştırdı.)
8. The unsavoriness of the restaurant’s cleanliness was concerning. (Restoranın temizliğinin iticiliği endişe vericiydi.)
9. The unsavoriness of the conversation made me want to leave. (Konuşmanın iticiliği gitmek istememe sebep oldu.)
10. The unsavoriness of the water made me hesitant to drink it. (Suun lezzetsizliği onu içmekten çekinmeme sebep oldu.)
11. The unsavoriness of the news was hard to believe. (Haberin iticiliği inanmak zordu.)
12. The unsavoriness of the medicine made it difficult to take. (İlaçın lezzetsizliği almasını zorlaştırdı.)
13. The unsavoriness of the situation made me feel uncomfortable. (Durumun hoş olmayan yönü beni rahatsız etti.)
14. The unsavoriness of the company’s practices was concerning. (Şirketin uygulamalarının iticiliği endişe vericiydi.)
15. The unsavoriness of the smell coming from the kitchen was unbearable. (Mutfaktan gelen kokunun iticiliği dayanılmazdı.)
16. The unsavoriness of the party made me regret attending it. (Partinin hoş olmayan yönüne katılmaya pişman oldum.)
17. The unsavoriness of the job made me want to quit. (İşin iticiliği istifa etmek istememe sebep oldu.)
18. The unsavoriness of the food made me feel nauseous. (Yemeğin lezzetsizliği mide bulantısı hissetmeme sebep oldu.)
19. The unsavoriness of the joke made everyone uncomfortable. (Şakanın iticiliği herkesi rahatsız etti.)
20. The unsavoriness of the situation made it hard to focus. (Durum

‘un hoş olmayan yönü odaklanmayı zorlaştırdı.)

Bu örnek cümleler, unsavoriness kelimesinin farklı bağlamlarda kullanılabileceğini ve hoş olmayan bir tat veya koku, davranışlar veya durumlar gibi farklı şeyleri ifade edebildiğini göstermektedir.