Unrivaled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unrivaled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unrivaled

Unrivaled, “eşsiz, benzersiz, rakipsiz” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The view from the top of the mountain was unrivaled. (Dağın tepesinden manzara eşsizdi.)
  2. His skills as a musician were unrivaled in the industry. (Müzikteki yetenekleri endüstride rakipsizdi.)
  3. The company’s commitment to quality was unrivaled. (Şirketin kaliteye olan bağlılığı rakipsizdi.)
  4. The hotel’s service was unrivaled in the area. (Otelin hizmeti bölgede rakipsizdi.)
  5. The player’s speed on the field was unrivaled. (Oyuncunun sahadaki hızı rakipsizdi.)
  6. Her dedication to her craft was unrivaled. (Sanatına olan bağlılığı benzersizdi.)
  7. The restaurant’s cuisine was unrivaled in the city. (Restoranın mutfağı şehirde eşsizdi.)
  8. His ability to solve complex problems was unrivaled. (Karmaşık problemleri çözme yeteneği rakipsizdi.)
  9. The company’s innovation was unrivaled in the market. (Şirketin yenilikçiliği piyasada benzersizdi.)
  10. The team’s chemistry on the field was unrivaled. (Takımın sahadaki kimyası rakipsizdi.)
  11. The singer’s vocal range was unrivaled. (Şarkıcının vokal aralığı benzersizdi.)
  12. The company’s customer service was unrivaled in the industry. (Şirketin müşteri hizmetleri endüstride rakipsizdi.)
  13. The artwork’s beauty was unrivaled. (Sanat eserinin güzelliği eşsizdi.)
  14. His knowledge in the field was unrivaled. (Alanındaki bilgisi rakipsizdi.)
  15. The book’s impact on readers was unrivaled. (Kitabın okuyucular üzerindeki etkisi benzersizdi.)
  16. The team’s work ethic was unrivaled. (Takımın çalışma ahlakı rakipsizdi.)
  17. The film’s special effects were unrivaled. (Filmin özel efektleri eşsizdi.)
  18. His passion for the project was unrivaled. (Proje için duyduğu tutku rakipsizdi.)
  19. The athlete’s endurance was unrivaled. (Sporcunun dayanıklılığı rakipsizdi.)
  20. The musician’s ability to connect with the audience was unrivaled. (Müziğe olan bağlılığı dinleyicilerle kurduğu bağlantı benzersizdi.)
  1. The beauty of the sunset was unrivaled by anything else. (Güneş batımının güzelliği hiçbir şeyle kıyaslanamazdı.)
  2. His generosity and kindness were unrivaled. (Cömertliği ve iyiliği rakipsizdi.)
  3. The company’s dedication to sustainability was unrivaled in the industry. (Şirketin sürdürülebilirliğe olan bağlılığı endüstride benzersizdi.)
  4. The restaurant’s service and cuisine were unrivaled in the country. (Restoranın hizmeti ve mutfağı ülkede eşsizdi.)
  5. Her talent as an artist was unrivaled. (Sanatçı olarak yeteneği rakipsizdi.)
  6. The company’s commitment to diversity was unrivaled in the sector. (Şirketin çeşitliliğe olan bağlılığı sektörde benzersizdi.)
  7. The team’s spirit and camaraderie were unrivaled. (Takımın ruhu ve dostluğu rakipsizdi.)
  8. His bravery and courage were unrivaled in the face of danger. (Tehlike karşısında gösterdiği cesaret ve kahramanlık rakipsizdi.)
  9. The hotel’s location was unrivaled, with stunning views of the ocean. (Otelin konumu eşsizdi, okyanus manzarası muhteşemdi.)
  10. The brand’s reputation for quality was unrivaled in the market. (Markanın kalite konusundaki ünü piyasada rakipsizdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.