Unrivaled İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Unrivaled
Unrivaled, “eşsiz, benzersiz, rakipsiz” anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- The view from the top of the mountain was unrivaled. (Dağın tepesinden manzara eşsizdi.)
- His skills as a musician were unrivaled in the industry. (Müzikteki yetenekleri endüstride rakipsizdi.)
- The company’s commitment to quality was unrivaled. (Şirketin kaliteye olan bağlılığı rakipsizdi.)
- The hotel’s service was unrivaled in the area. (Otelin hizmeti bölgede rakipsizdi.)
- The player’s speed on the field was unrivaled. (Oyuncunun sahadaki hızı rakipsizdi.)
- Her dedication to her craft was unrivaled. (Sanatına olan bağlılığı benzersizdi.)
- The restaurant’s cuisine was unrivaled in the city. (Restoranın mutfağı şehirde eşsizdi.)
- His ability to solve complex problems was unrivaled. (Karmaşık problemleri çözme yeteneği rakipsizdi.)
- The company’s innovation was unrivaled in the market. (Şirketin yenilikçiliği piyasada benzersizdi.)
- The team’s chemistry on the field was unrivaled. (Takımın sahadaki kimyası rakipsizdi.)
- The singer’s vocal range was unrivaled. (Şarkıcının vokal aralığı benzersizdi.)
- The company’s customer service was unrivaled in the industry. (Şirketin müşteri hizmetleri endüstride rakipsizdi.)
- The artwork’s beauty was unrivaled. (Sanat eserinin güzelliği eşsizdi.)
- His knowledge in the field was unrivaled. (Alanındaki bilgisi rakipsizdi.)
- The book’s impact on readers was unrivaled. (Kitabın okuyucular üzerindeki etkisi benzersizdi.)
- The team’s work ethic was unrivaled. (Takımın çalışma ahlakı rakipsizdi.)
- The film’s special effects were unrivaled. (Filmin özel efektleri eşsizdi.)
- His passion for the project was unrivaled. (Proje için duyduğu tutku rakipsizdi.)
- The athlete’s endurance was unrivaled. (Sporcunun dayanıklılığı rakipsizdi.)
- The musician’s ability to connect with the audience was unrivaled. (Müziğe olan bağlılığı dinleyicilerle kurduğu bağlantı benzersizdi.)
- The beauty of the sunset was unrivaled by anything else. (Güneş batımının güzelliği hiçbir şeyle kıyaslanamazdı.)
- His generosity and kindness were unrivaled. (Cömertliği ve iyiliği rakipsizdi.)
- The company’s dedication to sustainability was unrivaled in the industry. (Şirketin sürdürülebilirliğe olan bağlılığı endüstride benzersizdi.)
- The restaurant’s service and cuisine were unrivaled in the country. (Restoranın hizmeti ve mutfağı ülkede eşsizdi.)
- Her talent as an artist was unrivaled. (Sanatçı olarak yeteneği rakipsizdi.)
- The company’s commitment to diversity was unrivaled in the sector. (Şirketin çeşitliliğe olan bağlılığı sektörde benzersizdi.)
- The team’s spirit and camaraderie were unrivaled. (Takımın ruhu ve dostluğu rakipsizdi.)
- His bravery and courage were unrivaled in the face of danger. (Tehlike karşısında gösterdiği cesaret ve kahramanlık rakipsizdi.)
- The hotel’s location was unrivaled, with stunning views of the ocean. (Otelin konumu eşsizdi, okyanus manzarası muhteşemdi.)
- The brand’s reputation for quality was unrivaled in the market. (Markanın kalite konusundaki ünü piyasada rakipsizdi.)
Hemen Yorum Yaz