Unrest İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unrest İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unrest Nedir?

Unrest, genellikle huzursuzluk, tedirginlik veya karışıklık durumunu ifade eden bir kelime olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. Unrest: The political unrest in the country led to a state of emergency being declared. (Ülkedeki siyasi huzursuzluk, olağanüstü hal ilan edilmesine yol açtı.)
2. Unrest: The unrest in the prison was caused by the poor living conditions. (Cezaevindeki huzursuzluk, kötü yaşam koşullarından kaynaklandı.)
3. Unrest: The financial unrest in the market led to a sharp decline in stock prices. (Piyasadaki mali huzursuzluk, hisse senedi fiyatlarında sert düşüşe neden oldu.)
4. Unrest: The students’ unrest was sparked by the school’s decision to cancel the prom. (Öğrencilerin huzursuzluğu, okulun mezuniyet balosunu iptal etme kararıyla başlatıldı.)
5. Unrest: The labor unrest led to a strike by the factory workers. (İşçilerin huzursuzluğu, fabrika işçilerinin greve gitmesine neden oldu.)
6. Unrest: The social unrest in the city was caused by the widening gap between the rich and the poor. (Kentteki sosyal huzursuzluk, zenginlerle yoksullar arasındaki uçurumun genişlemesinden kaynaklandı.)
7. Unrest: The unrest among the employees was due to the management’s decision to cut their salaries. (Çalışanlar arasındaki huzursuzluk, yönetimin maaşlarını kesme kararından kaynaklanıyordu.)
8. Unrest: The ethnic unrest in the region led to a series of violent clashes. (Bölgedeki etnik huzursuzluk, şiddetli çatışmalar serisine neden oldu.)
9. Unrest: The political unrest in the neighboring country was a cause for concern for the international community. (Komşu ülkedeki siyasi huzursuzluk, uluslararası toplum için endişe kaynağıydı.)
10. Unrest: The economic unrest in the country led to widespread protests. (Ülkedeki ekonomik huzursuzluk, geniş çaplı protestolara neden oldu.)
11. Unrest: The unrest in the workplace was caused by the

    unfair treatment of the employees. (İş yerindeki huzursuzluk, çalışanların haksız muamelesinden kaynaklandı.)

12. Unrest: The political unrest in the region had a negative impact on tourism. (Bölgedeki siyasi huzursuzluk, turizm üzerinde olumsuz etki yaptı.)
13. Unrest: The social unrest among the youth was caused by high unemployment rates. (Gençler arasındaki sosyal huzursuzluk, yüksek işsizlik oranlarından kaynaklandı.)
14. Unrest: The religious unrest in the country was a result of the government’s attempt to restrict certain religious practices. (Ülkedeki dini huzursuzluk, hükümetin belirli dini uygulamaları kısıtlama çabalarının bir sonucuydu.)
15. Unrest: The cultural unrest in the community was caused by the clash between traditional and modern values. (Toplumdaki kültürel huzursuzluk, geleneksel ve modern değerler arasındaki çatışmadan kaynaklandı.)
16. Unrest: The political unrest in the capital city was a major concern for the government. (Başkentteki siyasi huzursuzluk, hükümet için büyük bir endişe kaynağıydı.)
17. Unrest: The environmental unrest in the region was caused by the pollution of the local river. (Bölgedeki çevresel huzursuzluk, yerel nehri kirletmenin bir sonucuydu.)
18. Unrest: The labor unrest in the industry was caused by the lack of job security. (Sektördeki işçi huzursuzluğu, iş güvenliği eksikliğinden kaynaklandı.)
19. Unrest: The political unrest in the country led to the resignation of the prime minister. (Ülkedeki siyasi huzursuzluk, başbakanın istifasına neden oldu.)
20. Unrest: The unrest in the student community was caused by the lack of resources for education. (Öğrenci topluluğundaki huzursuzluk, eğitim için kaynak eksikliğinden kaynaklandı.)

Türkçe Karşılıklar:

• Huzursuzluk
• Tedirginlik
• Karışıklık
• Memnuniyetsizlik
• İsyan
• Hoşnutsuzluk
• İşçi huzursuzluğu

<