Unpunctual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Unpunctual Nedir?
Unpunctual, zamanında gelmeyen ya da randevulara, buluşmalara geç kalan anlamında kullanılan bir sıfattır.
Örnek Cümleler:
- Sarah is always unpunctual for our meetings. (Sarah, buluşmalarımıza her zaman geç kalır.)
- I’m sorry for being unpunctual, the traffic was really bad. (Geç kaldığım için özür dilerim, trafik gerçekten çok kötüydü.)
- His unpunctuality cost him his job. (Onun zamanında gelmemesi ona işini kaybettirdi.)
- I hate being unpunctual, it’s disrespectful to the other person’s time. (Geç kalmayı sevmem, karşı tarafın zamanına saygısızlık olur.)
- My boss is very strict about punctuality, so I can’t be unpunctual. (Patronum zamanında gelmeye çok önem veriyor, bu yüzden ben de geç kalamam.)
- John is always unpunctual for his classes, and it’s affecting his grades. (John, derslerine her zaman geç kaldığı için notları etkileniyor.)
- Unpunctuality is a bad habit that you should break. (Zamanında gelmemek kötü bir alışkanlık, bunu kırmalısın.)
- The train was unpunctual, so we arrived later than expected. (Tren zamanında gelmediği için beklenenden daha geç vardık.)
- Her unpunctuality made everyone else wait for her. (Zamanında gelmemesi herkesi onu beklemeye zorladı.)
- Unpunctuality is a sign of disrespect towards others. (Zamanında gelmemek, başkalarına saygısızlık belirtisidir.)
- I’m tired of his unpunctuality, I don’t want to wait for him anymore. (Onun zamanında gelmemesinden yoruldum, artık onu beklemek istemiyorum.)
- Unpunctuality is a common problem among teenagers. (Geç kalmak, gençler arasında yaygın bir sorundur.)
- I was surprised by his unpunctuality, he seemed like such a punctual person. (Onun zamanında gelmemesi beni şaşırttı, çok zamanında gelen biri gibi görünüyordu.)
- Unpunctuality can ruin your reputation in the workplace. (Geç kalmak, iş yerindeki itibarınızı bozabilir.)
- She was fired because of her unpunctuality. (Zamanında gelmemesi nedeniyle işten çıkarıldı.)
- Being unpunctual can cause unnecessary stress and anxiety. (Geç kalmak gereksiz stres ve kaygıya neden olabilir.)
- Unpunctuality is a bad habit that you can break with practice. (Geç kalmak, pratik yaparak kırabileceğiniz kötü bir alışkanlıktır.)
- The unpunctuality of the bus caused me to miss my flight. (Otobüsün zamanında gelmemesi beni uçuşumdan mahrum bıraktı.)
- Don’t be unpunct
- Her unpunctuality is affecting the productivity of the whole team. (Zamanında gelmemesi tüm takımın verimliliğini etkiliyor.)
Türkçe Karşılıkları:
- Sarah, buluşmalarımıza her zaman geç kalır.
- Geç kaldığım için özür dilerim, trafik gerçekten çok kötüydü.
- Onun zamanında gelmemesi ona işini kaybettirdi.
- Geç kalmayı sevmem, karşı tarafın zamanına saygısızlık olur.
- Patronum zamanında gelmeye çok önem veriyor, bu yüzden ben de geç kalamam.
- John, derslerine her zaman geç kaldığı için notları etkileniyor.
- Zamanında gelmemek kötü bir alışkanlık, bunu kırmalısın.
- Tren zamanında gelmediği için beklenenden daha geç vardık.
- Zamanında gelmemesi herkesi onu beklemeye zorladı.
- Zamanında gelmemek, başkalarına saygısızlık belirtisidir.
- Onun zamanında gelmemesinden yoruldum, artık onu beklemek istemiyorum.
- Geç kalmak, gençler arasında yaygın bir sorundur.
- Onun zamanında gelmemesi beni şaşırttı, çok zamanında gelen biri gibi görünüyordu.
- Geç kalmak, iş yerindeki itibarınızı bozabilir.
- Zamanında gelmemesi nedeniyle işten çıkarıldı.
- Geç kalmak gereksiz stres ve kaygıya neden olabilir.
- Geç kalmak, pratik yaparak kırabileceğiniz kötü bir alışkanlıktır.
- Otobüsün zamanında gelmemesi beni uçuşumdan mahrum bıraktı.
- Zamanında gelmemeye çalışın.
- Zamanında gelmemesi tüm takımın verimliliğini etkiliyor.
Hemen Yorum Yaz