Unprecedented İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unprecedented İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unprecedented Nedir?

Unprecedented, Türkçe’de “eşi benzeri görülmemiş” anlamına gelen bir sıfattır. Bu kelime, daha önce hiç görülmemiş veya tecrübe edilmemiş bir şeyi ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The COVID-19 pandemic has caused unprecedented global health and economic crises.

(COVID-19 salgını, eşi benzeri görülmemiş küresel sağlık ve ekonomik krizlere neden oldu.)

  1. The invention of the internet brought unprecedented access to information.
    (İnternetin icadı, bilgiye eşi benzeri görülmemiş erişim sağladı.)

  2. The company achieved unprecedented success with its latest product launch.
    (Şirket, son ürün lansmanıyla eşi benzeri görülmemiş bir başarı elde etti.)

  3. The hurricane caused unprecedented damage to the coastal cities.
    (Kasırga, kıyı şehirlerinde eşi benzeri görülmemiş hasara neden oldu.)

  4. The athlete broke an unprecedented world record in the long jump.
    (Sporcu, uzun atlama dalında eşi benzeri görülmemiş bir dünya rekoru kırdı.)

  5. The new technology has the potential to bring unprecedented changes to our daily lives.
    (Yeni teknoloji, günlük hayatımıza eşi benzeri görülmemiş değişiklikler getirme potansiyeline sahiptir.)

  6. The war resulted in unprecedented human suffering and displacement.
    (Savaş, eşi benzeri görülmemiş insan acısı ve yerinden edilmeye neden oldu.)

  7. The company’s CEO made an unprecedented public apology for the company’s actions.
    (Şirketin CEO’su, şirketin eylemleri için eşi benzeri görülmemiş bir kamu özrü dilemiştir.)

  8. The storm caused unprecedented flooding in the area.
    (Fırtına, bölgede eşi benzeri görülmemiş bir sel baskınına neden oldu.)

  9. The team’s victory was an unprecedented achievement for the school.
    (Takımın zaferi, okul için eşi benzeri görülmemiş bir başarıydı.)

  10. The singer’s album achieved unprecedented sales in its first week of release.
    (Şarkıcının albümü, yayınlanmasının ilk haftasında eşi benzeri görülmemiş satış rakamlarına ulaştı.)

  11. The drought caused unprecedented crop failures in the region.
    (Kuraklık, bölgede eşi benzeri görülmemiş mahsul kayıplarına neden oldu.)

  12. The country experienced an unprecedented wave of protests and demonstrations.
    (Ülke, eşi benzeri görülmemiş bir protesto ve gösteri dalgası yaşadı.)

  13. The new policy brought unprecedented changes to the healthcare system.
    (Yeni politika, sağlık sisteminde eşi benzeri görülmemiş değişiklik

  1. The scientist’s discovery was an unprecedented breakthrough in the field of medicine.
    (Bilim insanının keşfi, tıp alanında eşi benzeri görülmemiş bir çığır açma niteliğindeydi.)

  2. The company faced unprecedented challenges due to the global supply chain disruptions.
    (Şirket, küresel tedarik zinciri bozulmaları nedeniyle eşi benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kaldı.)

  3. The film’s special effects were an unprecedented achievement in the history of cinema.
    (Filmin özel efektleri, sinema tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir başarıydı.)

  4. The politician’s controversial statement sparked an unprecedented backlash from the public.
    (Siyasetçinin tartışmalı açıklaması, halktan eşi benzeri görülmemiş bir tepki aldı.)

  5. The pandemic caused unprecedented disruptions in the education system.
    (Pandemi, eğitim sisteminde eşi benzeri görülmemiş aksaklıklara neden oldu.)

  6. The athlete’s dedication to training led to unprecedented improvements in performance.
    (Sporcunun antrenmana olan bağlılığı, performansta eşi benzeri görülmemiş gelişmelere yol açtı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.