Unmistakably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unmistakably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unmistakably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unmistakably, Türkçe karşılığı “şüphesiz” olan bir zarftır. Aşağıda, İngilizce cümlelerde kullanılan “unmistakably” kelimesinin örnek cümleleri ve Türkçe karşılıkları bulunmaktadır.

  1. Unmistakably, the most talented player on the team is John. (Şüphesiz, takımdaki en yetenekli oyuncu John’dur.)
  2. The aroma was unmistakably that of freshly brewed coffee. (Koku, açıkça taze demlenmiş kahve kokusuydu.)
  3. Unmistakably, the building was designed by a famous architect. (Şüphesiz, bina ünlü bir mimar tarafından tasarlandı.)
  4. The logo on the box was unmistakably that of a popular brand. (Kutudaki logo, açıkça popüler bir markaya aitti.)
  5. The handwriting was unmistakably that of my mother’s. (Yazı, açıkça annemin yazısıydı.)
  6. The sound of the waves crashing against the shore was unmistakably soothing. (Dalgaların kıyıya vurma sesi kesinlikle rahatlatıcıydı.)
  7. The style of the painting was unmistakably that of the impressionist movement. (Tablonun stili, açıkça izlenimci hareketin stilidir.)
  8. The scent of the flowers was unmistakably that of lavender. (Çiçeklerin kokusu kesinlikle lavanta kokusuydu.)
  9. The dress was unmistakably designer, with its intricate beading and luxurious fabric. (Elbise, detaylı boncuk işlemesi ve lüks kumaşıyla açıkça tasarımcı elbisesiydi.)
  10. The handwriting on the letter was unmistakably that of a child. (Mektuptaki yazı, açıkça bir çocuğun yazısıydı.)
  11. The architecture of the building was unmistakably gothic, with its ornate spires and pointed arches. (Binanın mimarisi, süslü kuleleri ve sivri kemerleriyle açıkça gotikti.)
  12. The taste of the dish was unmistakably spicy, with its blend of exotic spices. (Yemeğin tadı, egzotik baharatların karışımıyla açıkça baharatlıydı.)
  13. The sound of the engine was unmistakably

that of a diesel truck, with its deep rumble. (Motorun sesi, derin gürültüsüyle açıkça bir dizel kamyonun sesiydi.)
14. The melody of the song was unmistakably that of a classic rock ballad. (Şarkının melodisi, açıkça klasik rock baladının melodisiydi.)

  1. The handwriting on the note was unmistakably hurried, with its messy scrawl. (Notun yazısı, düzensiz yazısıyla açıkça aceleyle yazılmıştı.)
  2. The scent of the ocean was unmistakably salty, with its briny aroma. (Denizin kokusu, tuzlu kokusuyla açıkça tuzlu idi.)
  3. The handwriting on the envelope was unmistakably elegant, with its flowing script. (Zarfın yazısı, akıcı yazısıyla açıkça zarifti.)
  4. The design of the building was unmistakably modern, with its sleek lines and minimalist aesthetic. (Binanın tasarımı, pürüzsüz hatları ve minimalist estetiğiyle açıkça moderndi.)
  5. The texture of the fabric was unmistakably rough, with its coarse weave. (Kumaşın dokusu, sert dokumasıyla açıkça kaba idi.)
  6. The accent of the speaker was unmistakably British, with its distinctive intonation. (Konuşmacının aksanı, belirgin tonlamasıyla açıkça İngilizceydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.