Unleashed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unleashed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unleashed Nedir?

Unleashed, “serbest bırakmak, salmak” gibi anlamlara gelen bir fiildir. İngilizce cümlelerde genellikle bir güç veya enerjinin kontrolsüz bir şekilde serbest bırakılması anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The storm unleashed its fury on the coast. (Fırtına, sahil üzerinde öfkesini serbest bıraktı.)
2. The new law has unleashed a wave of protests. (Yeni yasa, protestoların bir dalgasını serbest bıraktı.)
3. The boxer unleashed a series of punches on his opponent. (Boksör, rakibine bir dizi yumruk serbest bıraktı.)
4. The movie’s climax unleashed a flood of emotions. (Filmin doruk noktası, bir duygu seli serbest bıraktı.)
5. The volcano unleashed a deadly eruption. (Volkan, ölümcül bir patlama serbest bıraktı.)
6. The singer unleashed her powerful voice during the concert. (Şarkıcı, konserde güçlü sesini serbest bıraktı.)
7. The car unleashed its full speed on the straightaway. (Araba, düzlükte tam hızını serbest bıraktı.)
8. The dog was unleashed and ran off into the woods. (Köpek serbest bırakıldı ve ormana koştu.)
9. The team’s new striker unleashed a powerful shot on goal. (Takımın yeni forveti, gole güçlü bir şut serbest bıraktı.)
10. The scientists were concerned about the potential dangers that could be unleashed by their experiment. (Bilim adamları, deneylerinin serbest bırakabileceği potansiyel tehlikelerden endişe ediyorlardı.)
11. The band unleashed a barrage of new songs at their concert. (Grup, konserde yeni şarkıların bombardımanını serbest bıraktı.)
12. The chef unleashed his creativity in the kitchen and came up with a delicious new dish. (Şef, mutfağındaki yaratıcılığını serbest bıraktı ve lezzetli yeni bir yemek icat etti.)
13. The artist’s latest painting unleashed a storm of controversy. (Sanatçının son tablosu, bir tartışma fırtınası serbest bıraktı.)
14. The magician unleashed a flurry of tricks to entertain the audience. (Sihirbaz, seyircileri eğlendirmek için bir dizi numara serbest bıraktı.)
15. The war unleashed a wave of destruction on the city. (Savaş, şehirde bir yıkım dalgası serbest bıraktı.)
16. The political scandal unleashed a media frenzy. (Siyasi skandal, medya çılgınlığı serbest bıraktı.)
17. The athlete unleashed his competitive spirit and won the race. (Sporcu, rekabetçi ruhunu serbest bıraktı ve yarışı kazandı.)
18. The comedian unleashed a barrage of jokes on the audience. (Komedyen, seyircilere şaka bombardımanı serbest bıraktı.)
19. The coach unleashed a new strategy

to win the game. (Antrenör, oyunu kazanmak için yeni bir strateji serbest bıraktı.)
20. The company unleashed a new product line to compete with its rivals. (Şirket, rakipleriyle rekabet etmek için yeni bir ürün serbest bıraktı.)