Unheroic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Unheroic
Unheroic kelimesi, kahramanlık özelliği taşımayan, kahramanlıkla ilişkisi olmayan anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- She led an unheroic life, never seeking adventure or excitement. (O, macera veya heyecan aramadan kahramanlık özelliği taşımayan bir hayat yaşadı.)
- The movie portrayed an unheroic character who was neither brave nor daring. (Film, cesur veya atılgan olmayan kahramanlık özelliği taşımayan bir karakteri betimledi.)
- The book’s protagonist was an unheroic figure, who struggled with his own insecurities. (Kitabın baş kahramanı, kendi belirsizlikleriyle mücadele eden kahramanlık özelliği taşımayan bir figürdü.)
- Despite his unheroic demeanor, he was a reliable and trustworthy friend. (Kahramanlık özelliği taşımayan tavrına rağmen, güvenilir ve güvenilir bir arkadaştı.)
- The soldier’s unheroic death was a reminder of the true cost of war. (Askerin kahramanlık özelliği taşımayan ölümü, savaşın gerçek maliyetinin bir hatırlatıcısıydı.)
- The team’s unheroic performance left their fans disappointed. (Takımın kahramanlık özelliği taşımayan performansı, hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı.)
- The politician’s unheroic actions caused him to lose the respect of his constituents. (Politikacının kahramanlık özelliği taşımayan eylemleri, seçmenlerinin saygısını kaybetmesine neden oldu.)
- The artist’s unheroic approach to painting emphasized everyday life and ordinary people. (Sanatçının kahramanlık özelliği taşımayan resim yapma yaklaşımı, günlük yaşamı ve sıradan insanları vurguladı.)
- The detective’s unheroic methods of investigation often led to overlooked clues. (Polisin kahramanlık özelliği taşımayan soruşturma yöntemleri, sıklıkla gözden kaçan ipuçlarına neden oldu.)
- The novel’s unheroic protagonist embodied the struggles and anxieties of modern society. (Romanın kahramanlık özelliği taşımayan baş kahramanı, modern toplumun mücadelelerini ve kaygılarını yansıttı.)
- The athlete’s unheroic performance was due to an injury sustained during training. (Sporcunun kahramanlık özelliği taşımayan performansı, antrenman sırasında aldığı bir yaralanmadan kaynaklanıyordu.)
- The singer’s unheroic voice was criticized by some, but praised by others for its honesty and vulnerability. (Şarkıcının kahramanlık özelliği taşımayan sesi, bazıları tarafından eleştirildi, ancak diğerleri tarafından dürü
- The novel’s unheroic ending left readers feeling unsatisfied and disappointed. (Romanın kahramanlık özelliği taşımayan sonu, okuyucuları tatminsiz ve hayal kırıklığına uğrattı.)
- The scientist’s unheroic discoveries revolutionized the field of medicine. (Bilim adamının kahramanlık özelliği taşımayan keşifleri, tıp alanında devrim yarattı.)
- The unheroic behavior of the company’s executives caused a scandal and damaged the brand’s reputation. (Şirketin yöneticilerinin kahramanlık özelliği taşımayan davranışları, bir skandala neden oldu ve markanın itibarına zarar verdi.)
- The play’s unheroic protagonist struggled with addiction and personal demons. (Oyunun kahramanlık özelliği taşımayan baş kahramanı, bağımlılık ve kişisel şeytanlarıyla mücadele etti.)
- The artist’s unheroic style emphasized simplicity and minimalism. (Sanatçının kahramanlık özelliği taşımayan tarzı, basitlik ve minimalizmi vurguladı.)
- The politician’s unheroic compromises were necessary to pass important legislation. (Politikacının kahramanlık özelliği taşımayan tavizleri, önemli yasaların geçmesi için gereklidir.)
- The unheroic nature of the job made it difficult to attract qualified candidates. (İşin kahramanlık özelliği taşımayan doğası, nitelikli adayları çekmeyi zorlaştırdı.)
- The unheroic reality of war was a stark contrast to the glorified portrayals in movies and media. (Savaşın kahramanlık özelliği taşımayan gerçekliği, filmler ve medyada yüceltilen portrelerden büyük bir tezat oluşturdu.)
Hemen Yorum Yaz