Unforeseen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unforeseen İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unforeseen Nedir?

Unforeseen, “beklenmedik” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. Unforeseen circumstances caused the event to be postponed. (Beklenmedik durumlar etkinliğin ertelenmesine neden oldu.)
  2. We had to deal with some unforeseen obstacles during the project. (Projede bazı beklenmedik engellerle uğraşmak zorunda kaldık.)
  3. The company’s profits were affected by an unforeseen economic downturn. (Şirketin karları beklenmedik bir ekonomik durgunluktan etkilendi.)
  4. He had to cancel his trip due to unforeseen circumstances. (Beklenmedik durumlardan dolayı seyahatini iptal etmek zorunda kaldı.)
  5. The project went over budget due to unforeseen expenses. (Proje, beklenmedik masraflar nedeniyle bütçenin üzerine çıktı.)
  6. Her unforeseen event presents an opportunity to learn and grow. (Her beklenmedik olay öğrenme ve büyüme fırsatı sunar.)
  7. The company was caught off guard by an unforeseen change in the market. (Şirket, piyasada beklenmedik bir değişiklikle karşı karşıya kaldı.)
  8. The storm caused unforeseen damage to the house. (Fırtına evde beklenmedik hasara neden oldu.)
  9. She had to make an unforeseen trip to attend a family emergency. (Aile acil bir durumda olduğu için beklenmedik bir seyahat yapmak zorunda kaldı.)
  10. The company had to lay off employees due to unforeseen financial difficulties. (Şirket, beklenmedik mali zorluklar nedeniyle çalışanları işten çıkarmak zorunda kaldı.)
  11. The unforeseen weather conditions forced the organizers to cancel the outdoor event. (Beklenmedik hava koşulları, organizatörleri açık hava etkinliğini iptal etmeye zorladı.)
  12. The project team had to improvise to deal with an unforeseen problem. (Proje ekibi, beklenmedik bir problemle başa çıkmak için doğaçlama yapmak zorunda kaldı.)
  13. The unforeseen challenges. (Ekip, beklenmedik zorluklarla başa çıkmak için yeni bir plan oluşturmak zorunda kaldı.)
  14. She was surprised by an unforeseen visit from her old friend. (Eski arkadaşından beklenmedik bir ziyaret ile şaşırdı.)
  15. The project faced unforeseen delays due to technical difficulties. (Proje, teknik sorunlar nedeniyle beklenmedik gecikmelerle karşı karşıya kaldı.)
  16. The company had to change its plans due to an unforeseen change in the market. (Şirket, piyasada beklenmedik bir değişiklik nedeniyle planlarını değiştirmek zorunda kaldı.)
  17. He had to reschedule his appointment due to an unforeseen family emergency. (Beklenmedik bir aile acil durumu nedeniyle randevusunu yeniden planlamak zorunda kaldı.)
  18. The unforeseen power outage disrupted the concert. (Beklenmedik bir elektrik kesintisi konseri bölük pörçük etti.)
  19. She had to cancel her vacation due to unforeseen circumstances. (Beklenmedik durumlardan dolayı tatilini iptal etmek zorunda kaldı.)
  20. The company had to make some unforeseen changes to its marketing strategy. (Şirket, pazarlama stratejisinde beklenmedik değişiklikler yapmak zorunda kaldı.)

Yukarıdaki örnek cümlelerde “unforeseen” kelimesi beklenmedik durumları, engelleri, sorunları, masrafları, hava koşullarını, gecikmeleri, değişiklikleri ve zorlukları ifade etmek için kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.