Unfairly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unfairly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unfairly

Unfairly, haksız bir şekilde anlamına gelir. Bu kelimeyi kullanarak örneklendirilebilecek cümleler aşağıdaki gibidir:

  1. She was treated unfairly in the workplace. (İşyerinde haksız bir şekilde muamele gördü.)
  2. The judge’s ruling was unfairly biased. (Hakim kararı haksız bir şekilde taraflıydı.)
  3. The game was unfairly rigged in their favor. (Oyun haksız bir şekilde onların lehine düzenlendi.)
  4. The company unfairly terminated his employment. (Şirket haksız bir şekilde onun işine son verdi.)
  5. He was unfairly blamed for the team’s loss. (Takımın kaybı için haksız bir şekilde suçlandı.)
  6. The politician was unfairly criticized for her actions. (Politikacı eylemleri için haksız bir şekilde eleştirildi.)
  7. The student was unfairly penalized for plagiarism. (Öğrenci, haksız bir şekilde intihal nedeniyle cezalandırıldı.)
  8. The contract was unfairly one-sided. (Sözleşme haksız bir şekilde tek taraflıydı.)
  9. The referee made an unfairly biased call. (Hakem haksız bir şekilde taraflı bir karar verdi.)
  10. The company’s hiring process was unfairly discriminatory. (Şirketin işe alma süreci haksız bir şekilde ayrımcılık yapmaktaydı.)
  11. She was unfairly judged based on her appearance. (Görünümüne dayanarak haksız bir şekilde yargılandı.)
  12. The media coverage was unfairly slanted. (Medya kapsamı haksız bir şekilde eğikti.)
  13. The teacher unfairly favored certain students. (Öğretmen bazı öğrencilere haksız bir şekilde ayrıcalık tanıdı.)
  14. The election was unfairly rigged in favor of the incumbent. (Seçimler haksız bir şekilde mevcut görevliden yana düzenlendi.)
  15. The athlete was unfairly accused of doping. (Sporcu haksız bir şekilde doping yapmakla suçlandı.)
  16. The employee was unfairly passed over for promotion. (Çalışan, haksız bir şekilde terfi edilmedi.)
  17. The customer was unfairly overcharged for the product. (Müşteri, ürün için haksız bir şekilde fazla ücretlendirildi.)
  18. The landlord unfairly refused to return the tenant’s security deposit. (Ev sahibi haksız bir şekilde kiracının teminatını iade etmeyi reddetti.)
  19. The government’s decision was unfairly influenced by special interest groups. (Hükümetin kararı haksız bir şekilde özel çıkar grupları tarafından etkilendi.)
  20. The employee was unfairly dismissed without cause. (Çalışan, sebepsiz yere haksız bir şekilde işten çıkarıldı.)
  1. The customer service representative unfairly refused to help the customer. (Müşteri hizmetleri temsilcisi müşteriye haksız bir şekilde yardım etmeyi reddetti.)
  2. The company unfairly copied their competitor’s product design. (Şirket rakibinin ürün tasarımını haksız bir şekilde kopyaladı.)
  3. The athlete was unfairly disqualified from the competition. (Sporcu yarışmadan haksız bir şekilde diskalifiye edildi.)
  4. The employee was unfairly blamed for the company’s financial troubles. (Çalışan, şirketin mali sorunları için haksız bir şekilde suçlandı.)
  5. The child was unfairly excluded from the group activities. (Çocuk, grup etkinliklerinden haksız bir şekilde dışlandı.)
  6. The landlord unfairly raised the rent without notice. (Ev sahibi, haber vermeden haksız bir şekilde kiranın artışını sağladı.)
  7. The student was unfairly graded on their assignment. (Öğrenci, ödevine haksız bir şekilde not verildi.)
  8. The customer was unfairly treated by the rude salesperson. (Müşteri, kaba satıcı tarafından haksız bir şekilde muamele gördü.)
  9. The company unfairly fired the employee who spoke out about safety concerns. (Şirket, güvenlik endişeleri hakkında konuşan çalışanı haksız bir şekilde işten çıkardı.)
  10. The politician was unfairly attacked by their opponents. (Politikacı rakipleri tarafından haksız bir şekilde saldırıya uğradı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.