Unerringly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unerringly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unerringly Nedir?

Unerringly, “doğru ve kesin bir şekilde” anlamına gelen bir zarftır.

Örnek Cümleler:

1. She unerringly predicted the outcome of the election. (O, seçim sonucunu doğru ve kesin bir şekilde tahmin etti.)
2. The detective unerringly followed the clues and solved the case. (Polis dedektifi, ipuçlarını doğru ve kesin bir şekilde takip etti ve olayı çözdü.)
3. The missile hit its target unerringly. (Füze, hedefini doğru ve kesin bir şekilde vurdu.)
4. The dancer moved unerringly across the stage. (Dansçı, sahne boyunca doğru ve kesin bir şekilde hareket etti.)
5. The pilot unerringly landed the plane in heavy fog. (Pilot, yoğun sis altında uçağı doğru ve kesin bir şekilde indirdi.)
6. The scientist unerringly identified the new species of plant. (Bilim insanı, yeni bitki türünü doğru ve kesin bir şekilde tanımladı.)
7. The teacher unerringly spotted the plagiarized essay. (Öğretmen, kopyalanmış bir makaleyi doğru ve kesin bir şekilde tespit etti.)
8. The architect unerringly designed the perfect building for the site. (Mimar, site için mükemmel bir binayı doğru ve kesin bir şekilde tasarladı.)
9. The athlete unerringly hit the target with her javelin. (Sporcu, ciritiyle hedefi doğru ve kesin bir şekilde vurdu.)
10. The musician unerringly played the right notes on the piano. (Müzisyen, piyanoda doğru ve kesin bir şekilde notaları çaldı.)
11. The surgeon unerringly removed the tumor from the patient’s brain. (Cerrah, hastanın beyninden tümörü doğru ve kesin bir şekilde çıkardı.)
12. The salesperson unerringly recommended the perfect product for the customer. (Satış elemanı, müşteri için mükemmel bir ürünü doğru ve kesin bir şekilde tavsiye etti.)
13. The writer unerringly captured the essence of the character in her novel. (Yazar, romanındaki karakterin özünü doğru ve kesin bir şekilde yakaladı.)
14. The chef unerringly seasoned the dish to perfection. (Şef, yemeği mükemmelliğe doğru ve kesin bir şekilde baharatladı.)
15. The engineer unerringly designed the bridge to withstand strong winds. (Mühendis, güçlü rüzgarlara dayanacak şekilde köprüyü doğru ve kesin bir şekilde tasarladı.)
16. The lawyer unerringly defended his client in court. (Avukat, müvekkilini mahkemede doğru ve kesin bir şekilde savundu.)
17. The artist unerringly captured the beauty of the sunset in her painting. (Sanatçı, tablosunda günbatımının güzelliğini doğru ve kesin bir şekilde yakaladı.)
18. The doctor unerr

18. The doctor unerringly diagnosed the patient’s rare condition. (Doktor, hastanın nadir görülen hastalığını doğru ve kesin bir şekilde teşhis etti.)
19. The photographer unerringly captured the moment of the couple’s first kiss. (Fotoğrafçı, çiftin ilk öpücüğünü doğru ve kesin bir şekilde yakaladı.)
20. The investor unerringly predicted the future success of the startup company. (Yatırımcı, startup şirketinin gelecekteki başarısını doğru ve kesin bir şekilde tahmin etti.)

1. O, seçim sonucunu doğru ve kesin bir şekilde tahmin etti.
2. Polis dedektifi, ipuçlarını doğru ve kesin bir şekilde takip etti ve olayı çözdü.
3. Füze, hedefini doğru ve kesin bir şekilde vurdu.
4. Dansçı, sahne boyunca doğru ve kesin bir şekilde hareket etti.
5. Pilot, yoğun sis altında uçağı doğru ve kesin bir şekilde indirdi.
6. Bilim insanı, yeni bitki türünü doğru ve kesin bir şekilde tanımladı.
7. Öğretmen, kopyalanmış bir makaleyi doğru ve kesin bir şekilde tespit etti.
8. Mimar, site için mükemmel bir binayı doğru ve kesin bir şekilde tasarladı.
9. Sporcu, ciritiyle hedefi doğru ve kesin bir şekilde vurdu.
10. Müzisyen, piyanoda doğru ve kesin bir şekilde notaları çaldı.
11. Cerrah, hastanın beyninden tümörü doğru ve kesin bir şekilde çıkardı.
12. Satış elemanı, müşteri için mükemmel bir ürünü doğru ve kesin bir şekilde tavsiye etti.
13. Yazar, romanındaki karakterin özünü doğru ve kesin bir şekilde yakaladı.
14. Şef, yemeği mükemmelliğe doğru ve kesin bir şekilde baharatladı.
15. Mühendis, güçlü rüzgarlara dayanacak şekilde köprüyü doğru ve kesin bir şekilde tasarladı.
16. Avukat, müvekkilini mahkemede doğru ve kesin bir şekilde savundu.
17. Sanatçı, tablosunda günbatımının güzelliğini doğru ve kesin bir şekilde yakaladı.
18. Doktor, hastanın nadir görülen hastalığını doğru ve kesin bir şekilde teşhis etti.
19. Fotoğrafçı, çiftin ilk öpücüğünü doğru ve kesin bir şekilde yakaladı.
20. Yatırımcı, startup şirketinin gelecekteki başarısını doğru ve kesin bir şekilde tahmin etti.