Unencumbered İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unencumbered İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unencumbered Nedir?


Unencumbered, bir şeyin yükünden, kısıtlamasından, sınırlamasından veya engelinden özgür olması anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1. He felt unencumbered after he paid off his debt. (Borcu ödedikten sonra özgür hissetti.)
2. She prefers to travel unencumbered by heavy bags. (Ağır çantalar olmadan seyahat etmeyi tercih eder.)
3. The company was able to grow unencumbered by regulations. (Şirket, düzenlemelerden özgür bir şekilde büyümeyi başardı.)
4. He enjoyed the unencumbered lifestyle of a minimalist. (Minimalist bir yaşam tarzının özgür yaşantısını keyifle yaşadı.)
5. The artist created unencumbered art without any external influences. (Sanatçı, harici etkiler olmadan özgürce sanat yarattı.)
6. The entrepreneur started a business unencumbered by debt. (Girişimci, borç yükü olmadan bir iş kurdu.)
7. The athlete ran unencumbered by injuries. (Sporcu, sakatlıklardan özgür koştu.)
8. The bird flew unencumbered through the open sky. (Kuş, açık gökyüzünde özgürce uçtu.)
9. The writer wrote unencumbered by writer’s block. (Yazar, yazar bloğundan özgür bir şekilde yazdı.)
10. The student enjoyed an unencumbered summer without any academic responsibilities. (Öğrenci, akademik sorumluluk olmadan özgür bir yaz mevsimi geçirdi.)
11. The politician made promises to allow businesses to operate unencumbered by excessive regulations. (Politikacı, işletmelerin aşırı düzenlemelerden özgür bir şekilde faaliyet göstermelerine izin vereceğine dair sözler verdi.)
12. The mountain climber climbed unencumbered by heavy equipment. (Dağcı, ağır ekipman olmadan tırmandı.)
13. The dancer moved unencumbered by restrictive clothing. (Dansçı, kısıtlayıcı kıyafetler olmadan hareket etti.)
14. The driver enjoyed the unencumbered feeling of driving a convertible. (Sürücü, cabriolet bir araç sürmenin özgür hissini yaşadı.)
15. The beach was unencumbered by crowds on a weekday. (Hafta içi bir günde, plaj kalabalıktan özgürdü.)
16. The farmer planted his crops unencumbered by bad weather. (Çiftçi, kötü hava şartlarından özgür bir şekilde ürünlerini dikti.)
17. The musician played unencumbered by distractions. (Müzisyen, dikkat dağıtıcı unsurlardan özgür çaldı.)
18. The teacher taught unencumbered by interruptions. (Öğretmen, kesintilerden ö

zgür bir şekilde ders verdi.)
19. The photographer captured the essence of the moment unencumbered by technical difficulties. (Fotoğrafçı, teknik zorluklardan özgür olarak anın özünü yakaladı.)

  1. The traveler enjoyed an unencumbered journey with only a backpack. (Gezgin, sadece bir sırt çantasıyla özgür bir seyahat deneyimi yaşadı.)

Türkçe Çevirileri:

  1. Borcu ödedikten sonra özgür hissetti.
  2. Ağır çantalar olmadan seyahat etmeyi tercih eder.
  3. Şirket, düzenlemelerden özgür bir şekilde büyümeyi başardı.
  4. Minimalist bir yaşam tarzının özgür yaşantısını keyifle yaşadı.
  5. Sanatçı, harici etkiler olmadan özgürce sanat yarattı.
  6. Girişimci, borç yükü olmadan bir iş kurdu.
  7. Sporcu, sakatlıklardan özgür koştu.
  8. Kuş, açık gökyüzünde özgürce uçtu.
  9. Yazar, yazar bloğundan özgür bir şekilde yazdı.
  10. Öğrenci, akademik sorumluluk olmadan özgür bir yaz mevsimi geçirdi.
  11. Politikacı, işletmelerin aşırı düzenlemelerden özgür bir şekilde faaliyet göstermelerine izin vereceğine dair sözler verdi.
  12. Dağcı, ağır ekipman olmadan tırmandı.
  13. Dansçı, kısıtlayıcı kıyafetler olmadan hareket etti.
  14. Sürücü, cabriolet bir araç sürmenin özgür hissini yaşadı.
  15. Hafta içi bir günde, plaj kalabalıktan özgürdü.
  16. Çiftçi, kötü hava şartlarından özgür bir şekilde ürünlerini dikti.
  17. Müzisyen, dikkat dağıtıcı unsurlardan özgür çaldı.
  18. Öğretmen, kesintilerden özgür bir şekilde ders verdi.
  19. Fotoğrafçı, teknik zorluklardan özgür olarak anın özünü yakaladı.
  20. Gezgin, sadece bir sırt çantasıyla özgür bir seyahat deneyimi yaşadı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.