Nothingness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nothingness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nothingness

Nothingness, Türkçe karşılığı olarak hiçlik ya da yokluk anlamına gelir. Aşağıda İngilizce örnek cümlelerle birlikte kullanımlarını görebilirsiniz:

1. Nothingness is a scary thought for many people. (Hiçlik birçok insan için korkunç bir düşüncedir.)
2. He stared out into the nothingness of the desert. (Çölün hiçliğine baktı.)
3. The concept of nothingness has intrigued philosophers for centuries. (Hiçliğin kavramı, filozofları yüzyıllardır ilgilendirmiştir.)
4. She felt a sense of nothingness after her loved one passed away. (Sevdiği birisi öldükten sonra bir tür boşluk hissetti.)
5. In the vastness of space, there is a lot of nothingness. (Uzayın genişliğinde, birçok boşluk var.)
6. The painting was criticized for its nothingness and lack of substance. (Tablo, hiçlik ve içeriğin yetersizliği nedeniyle eleştirildi.)
7. Meditation can help one to embrace the nothingness and find inner peace. (Meditasyon, hiçliği benimsemeye ve iç huzur bulmaya yardımcı olabilir.)
8. The vast expanse of the ocean seemed to stretch into nothingness. (Okyanustaki geniş boşluk, hiçliğe doğru uzanıyormuş gibi görünüyordu.)
9. The feeling of nothingness can be overwhelming at times. (Bazen hiçlik hissi baskın gelebilir.)
10. The emptiness of the abandoned house was filled with nothingness. (Terkedilmiş evin boşluğu, hiçlik ile doluydu.)
11. The void left by his absence was a gaping nothingness. (O yokluğunun bıraktığı boşluk büyük bir hiçlik gibiydi.)
12. She found herself lost in the nothingness of her thoughts. (Düşüncelerinin hiçliğinde kayboldu.)
13. The artist used the

=”color:blue;”>nothingness of the white canvas to create a striking piece of art. (Sanatçı, beyaz tuvalin hiçliğinden yararlanarak etkileyici bir sanat eseri yarattı.)
14. The silence of the empty room was filled with nothingness. (Boş odanın sessizliği, hiçlik ile doluydu.)

15. Sometimes it feels like life is leading us towards a path of nothingness. (Bazen hayat bizi hiçliğin yoluna doğru yönlendiriyor gibi hissettiriyor.)
16. The darkness of the night was filled with a sense of nothingness. (Gece karanlığı, bir tür hiçlik hissiyle doluydu.)
17. The absence of any sound in the room created a feeling of nothingness. (Odada herhangi bir sesin olmaması, hiçlik hissi yarattı.)
18. The barren landscape was a stark reminder of the nothingness of the desert. (Çölün hiçliğini çarpıcı bir şekilde hatırlatan çorak manzara.)
19. The nothingness of the situation left her feeling helpless. (Durumun hiçliği onu çaresiz hissettirdi.)
20. Despite the nothingness of the moment, she found comfort in just being present. (Anın hiçliğine rağmen, sadece var olmaktan mutluluk duydu.)