Undivided İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undivided İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undivided Nedir?

Undivided kelimesi, tam, bölünmez, bütün anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She gave her undivided attention to the lecture. (O, dersiyle tam olarak ilgilendi.)
2. I have undivided loyalty to my family. (Aileme bölünmez sadakatim var.)
3. The company’s undivided profits were donated to charity. (Şirketin bölünmez karı hayır kurumlarına bağışlandı.)
4. The couple’s undivided love for each other was evident. (Çiftin birbirlerine olan bölünmez sevgisi açıktı.)
5. The undivided highway allowed for fast travel. (Bölünmez otoyol hızlı seyahat için izin verdi.)
6. The undivided attention of the jury was on the defendant. (Jürinin bölünmez dikkati sanık üzerindeydi.)
7. The artist’s undivided focus was on the masterpiece in front of her. (Sanatçının bölünmez odaklanması önünde duran şahesereydi.)
8. The team’s undivided effort led to a championship win. (Takımın bölünmez çabası şampiyonluk kazanmasına yol açtı.)
9. The undivided responsibility for the project fell on the manager. (Projedeki bölünmez sorumluluk yöneticiye düştü.)
10. The undivided opinion of the group was that the plan was a success. (Grubun bölünmez fikri planın başarılı olduğuydu.)
11. She demanded his undivided attention during their conversation. (Onlar konuşurken, tam dikkatini istedi.)
12. The undivided support of her friends helped her get through the difficult time. (Arkadaşlarının bölünmez desteği zor zamanlardan geçmesine yardımcı oldu.)
13. The teacher’s undivided dedication to her students was evident in her work. (Öğretmenin öğrencilerine bölünmez adanmışlığı işinde açıktı.)
14. The undivided power of the government was questioned by the opposition party. (Hükümetin bölünmez gücü muhalefet partisi tarafından sorgulandı.)
15. The undivided attention of the audience was on the performer. (İzleyicilerin bölünmez dikkati sanatçı üzerindeydi.)
16. The undivided focus of the team was on winning the game. (Takımın bölünmez odaklanması oyunu kazanmaya yönelikti.)
17. The undivided effort of the students led to a successful fundraiser. (Öğrencilerin bölünmez çabası başarılı bir bağış kampanyasına yol açtı.)
18. The undivided authority of the judge was evident in the courtroom. (Hakimin bölünmez yetkisi mahkemede açıktı.)
19. The undivided attention of the children was on the magician’s tricks. (Çocukların bölünmez dikkati sihirbazın numaralarındaydı.)
    20

20. The undivided passion of the writer for his craft was evident in his work. (Yazarın sanatına olan bölünmez tutkusu işinde açıktı.)