Undertake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undertake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undertake

Türkçe karşılığı: üstlenmek, yapmak, yüklenmek

Undertake, bir görevi üstlenmek, bir işi yapmak veya sorumluluğu almak anlamlarına gelir. Ayrıca bir projeyi planlamak veya uygulamak için de kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I will undertake the task of organizing the company’s annual conference. (Şirketin yıllık konferansını düzenleme görevini üstleneceğim.)
  2. She decided to undertake a career in medicine. (O, tıp alanında bir kariyere başlamaya karar verdi.)
  3. Our company undertakes construction projects all over the world. (Şirketimiz dünya genelinde inşaat projelerini üstlenir.)
  4. He has undertaken to complete the project within a month. (O, projeyi bir ay içinde tamamlamayı üstlendi.)
  5. The government has undertaken a new initiative to reduce carbon emissions. (Hükümet, karbon emisyonlarını azaltmak için yeni bir girişimde bulundu.)
  6. The company undertook a major restructuring of its operations. (Şirket, operasyonlarında büyük bir yeniden yapılanmaya girişti.)
  7. I am not sure if I can undertake such a big responsibility. (Böyle büyük bir sorumluluğu üstlenebileceğimden emin değilim.)
  8. She undertook the task of teaching the children how to read. (Çocuklara okumayı öğretme görevini üstlendi.)
  9. The company undertook a market research study to determine consumer preferences. (Şirket, tüketici tercihlerini belirlemek için bir pazar araştırması çalışması yaptı.)
  10. He undertook to repair the car himself. (O, arabayı kendisi tamir etmeye karar verdi.)
  11. The government undertook a major infrastructure project to improve the country’s transportation network. (Hükümet, ülkenin ulaşım ağını geliştirmek için büyük bir altyapı projesine girişti.)
  12. She has undertaken a new approach to teaching mathematics. (O, matematik öğretimine yeni bir yaklaşım benimsedi.)
  13. The company has undertaken a cost-cutting program to improve profitability. (Şirket, karlılığı artırmak için maliyet kesintisi programına başladı.)
  14. He undertook to finish the report by the end of the day. (O, raporu günün sonuna kadar bitirmeyi üstlendi.)
  15. The university has undertaken a study on the effects of climate change on agriculture. (Üniversite, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkilerini incelemeye girişti.)
  16. She has undertaken the task of creating a new marketing strategy for the company. (O, şirket için yeni bir pazarlama stratejisi oluşturma görevini üstlendi.)
  17. The organization has undertaken a fundraising campaign to support disaster relief efforts. (Örgüt, afet yardım

çabalarını desteklemek için bir bağış toplama kampanyası başlattı.)
18. He undertook a risky mission to rescue the hostages. (O, rehineleri kurtarmak için riskli bir görevi üstlendi.)

  1. The company undertook a training program to improve employee skills. (Şirket, çalışanların becerilerini geliştirmek için bir eğitim programı başlattı.)
  2. She undertook to learn a new language before her trip to Europe. (Avrupa seyahati öncesinde yeni bir dil öğrenmeye karar verdi.)

Türkçe karşılığı: üstlenmek, yapmak, yüklenmek

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.