Understudy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Understudy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Understudy Nedir?

Understudy, bir performansta ana oyuncunun yerini alabilecek bir yedek oyuncudur. Bu kişi, ana oyuncu herhangi bir nedenle performansı yapamazsa sahneye çıkar.

Örnek cümleler:

1. Sarah was cast as the understudy for the lead role in the play. (Sarah, oyundaki başrol için yedek oyuncu olarak seçildi.)
2. The understudy was nervous to perform in front of such a large audience. (Yedek oyuncu, böyle kalabalık bir izleyici önünde performans sergilemekten endişeliydi.)
3. The director made sure that the understudy knew all of the lead actor’s lines. (Yönetmen, yedek oyuncunun başrol oyuncusunun tüm repliklerini bildiğinden emin oldu.)
4. The understudy had to quickly get into costume and makeup when the lead actor fell ill. (Başrol oyuncusu hasta olduğunda, yedek oyuncu hızlıca kostüm ve makyaj yapmak zorunda kaldı.)
5. The theater company always has an understudy ready in case of emergencies. (Tiyatro şirketi, acil durumlar için her zaman bir yedek oyuncuya hazırdır.)
6. The understudy was given the chance to perform the lead role when the main actor got injured. (Başrol oyuncusu yaralandığında, yedek oyuncu başrolü oynamak için fırsat verildi.)
7. The director asked the understudy to stay after rehearsal to practice some scenes. (Yönetmen, yedek oyuncuyu prova sonrası bazı sahneleri çalışmak için kalmaya çağırdı.)
8. The understudy was surprised to receive such positive reviews from the critics. (Yedek oyuncu, eleştirmenlerden böyle olumlu eleştiriler alacağına şaşırdı.)
9. The audience cheered loudly when the understudy came out to take the lead role. (Izleyiciler, yedek oyuncunun başrolü üstlenmesi için sahneye çıktığında yüksek sesle alkışladılar.)
10. The understudy had to quickly learn the blocking and choreography for the lead role. (Yedek oyuncu, başrol için blokaj ve koreografileri hızlıca öğrenmek zorunda kaldı.)
11. The understudy was grateful for the opportunity to perform in such a prestigious play. (Yedek oyuncu, böyle prestijli bir oyunda performans sergileme fırsatına minnettar oldu.)
12. The lead actor and the understudy worked closely together to ensure a seamless transition between performances. (Başrol oyuncusu ve yedek oyuncu, performanslar arasında sorunsuz bir geçiş sağlamak için yakın bir şekilde çalıştılar.)
13. The understudy had to stay focused during the entire performance in case he needed to take over for the lead actor. (Yedek oyuncu, başrol oyuncusunun yerini alması gerektiğinde tüm performans boyunca odaklanmak zorunda kaldı.)
14. The underst

udy was relieved when the lead actor recovered in time for the next performance. (Başrol oyuncusu bir sonraki performans için zamanında iyileştiğinde, yedek oyuncu rahatladı.)
15. The understudy was praised for his excellent performance in the matinee show. (Yedek oyuncu, matine gösterisindeki harika performansıyla övüldü.)

16. The lead actor and the understudy shared a dressing room backstage. (Başrol oyuncusu ve yedek oyuncu, sahne arkasında bir giyinme odasını paylaştılar.)
17. The understudy had to memorize all of the blocking and stage directions for the play. (Yedek oyuncu, oyunun tüm blokaj ve sahne yönergelerini ezberlemek zorunda kaldı.)
18. The understudy was nervous to perform in front of the playwright who was in the audience. (Yedek oyuncu, izleyici olarak bulunan oyun yazarının önünde performans sergilemekten endişeliydi.)
19. The director decided to give the understudy a chance to perform the lead role in a special performance for charity. (Yönetmen, yedek oyuncuya, hayır kurumları için özel bir performansda başrolü oynama şansı verme kararı aldı.)
20. The understudy received a standing ovation from the audience after his impressive performance. (Yedek oyuncu, etkileyici performansı sonrasında izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı.)

(Türkçe çevirileri yazılı olan cümleler kalın ve mor renkle vurgulanmıştır.)