Underneath İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Underneath İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Underneath” Türkçe Anlamı:


“Underneath” kelimesi, bir şeyin altında veya alt kısmında bulunduğunu ifade eden bir İngilizce kelime olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She found her lost keys underneath the couch. (Kaybolan anahtarlarını kanepe altında buldu.)
  2. The dog was hiding underneath the bed. (Köpek yatağın altında saklanıyordu.)
  3. The basement is located underneath the main building. (Bodrum katı ana binanın altında yer almaktadır.)
  4. The treasure was buried underneath the sand. (Hazine kumların altına gömülmüştü.)
  5. She wore a warm jacket underneath her coat. (Kabanının altına sıcak bir ceket giydi.)
  6. The foundation of the house was crumbling underneath. (Ev temelinin altı çökmekteydi.)
  7. The fish swam underneath the boat. (Balık teknenin altından yüzdü.)
  8. The note was hidden underneath the book. (Not kitabın altına saklanmıştı.)
  9. The secret room was located underneath the staircase. (Gizli oda merdivenlerin altında yer alıyordu.)
  10. The mushrooms were growing underneath the fallen tree. (Mantarlar devrilmiş ağacın altında büyüyorlardı.)
  11. The pipes were corroded underneath the sink. (Boru hatları lavabonun altında paslanmıştı.)
  12. The car was parked underneath the streetlight. (Araba sokak lambasının altına park edilmişti.)
  13. The bridge collapsed because of the erosion underneath the foundation. (Köprü temelinin altındaki erozyon nedeniyle çöktü.)
  14. The cat was sleeping underneath the blanket. (Kedi battaniyenin altında uyuyordu.)
  15. The police found the drugs hidden underneath the floorboards. (Polis uyuşturucuları döşemelerin altında gizlenmiş buldu.)
  16. The tunnel went underneath the river. (Tünel nehrin altından geçiyordu.)
  17. The baby’s toys were scattered underneath the crib. (Bebek oyuncakları beşik altında dağılmıştı.)
  18. The roots of the tree spread far underneath the soil. (Ağacın kökleri toprağın altında genişlemişti.)
  19. The plane flew underneath the clouds. (Uçak bulutların altından uçtu.)
  20. The thief hid underneath the staircase to avoid getting caught. (Hırsız yakalanmamak için merdivenlerin altına saklandı.)

“Underneath” İle İlgili İdIomlar:

  1. Underneath it all: Aslında, temelde.

    • Underneath it all, she was a kind-hearted person. (Aslında, temelde o bir kalbi güzel bir insandı.)
  2. Underneath the surface: Yüzeyin altında, gizli.

    • Underneath the surface, there were many unresolved issues in their relationship. (Yüzeyin altında, ilişkilerinde birçok çözümlenmemiş sorun vardı.)
  3. Underneath someone’s feet: Ayaklarının altında, kontrol edilebilir.

    • With his job on the line, he felt like the ground was slipping from underneath his feet. (İşinin tehlikede olmasıyla birlikte, ayaklarının altındaki zeminin kaydığını hissetti.)
  4. Sweep underneath the rug: Üzerini örtmek, gizlemek.

    • The company tried to sweep the scandal underneath the rug, but eventually, it was exposed to the public. (Şirket skandalı üzerini örtmeye çalıştı, ancak sonunda halka açığa çıktı.)
  5. The cream rises to the top, but so does the scum underneath: Her ne kadar en iyiler üstünüze çıksa da, altta olanlar da aynı şekilde görünebilir.

    • In any competitive field, the cream rises to the top, but so does the scum underneath. (Herhangi bir rekabetçi alanda, en iyiler üstünüze çıkar, ancak altta olanlar da aynı şekilde görünebilir.)
  6. Look underneath the hood: Detaylıca incelemek.

    • Before buying a used car, it’s always a good idea to look underneath the hood. (Kullanılmış bir araba satın almadan önce, detaylı bir şekilde incelemek her zaman iyi bir fikirdir.)
  7. Get underneath someone’s skin: Birisinin canını sıkmak, sinirlerine dokunmak.

    • His constant criticism was getting underneath her skin and affecting her confidence. (Sürekli eleştirisi, sinirlerine dokunuyor ve özgüvenini etkiliyordu.)
  8. From underneath: Altından, alt taraftan.

    • The roots of the tree were slowly breaking through the ground from underneath. (Ağacın kökleri yavaş yavaş alt taraftan toprağı dele deleye çıkıyordu.)
  9. Underneath the radar: Gözden kaçırılmak.

    • The hacker managed to steal sensitive information by staying underneath the radar. (Hacker hassas bilgileri gözden kaçırarak çalmayı başardı.)
  10. Underneath the mask: Maskenin altında, gerçekte.

  • He seemed confident and happy, but underneath the mask, he was struggling with anxiety and depression. (O, kendinden emin ve mutlu görünüyordu, ancak maskenin altında, anksiyete ve depresyonla mücadele ediyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.