Uncouthly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uncouthly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uncouthly

Uncouthly, Türkçe karşılığıyla “kaba bir şekilde” anlamına gelir. Aşağıda bu kelimenin kullanımına örnek teşkil edecek 20 cümle bulabilirsiniz.

  1. She uncouthly interrupted the speaker. (O, konuşmacıyı kaba bir şekilde keserek konuştu.)
  2. He uncouthly pushed his way through the crowd. (O, kalabalığın içinden kaba bir şekilde iterek yol aldı.)
  3. The man uncouthly ate with his mouth open. (Adam, ağzını açık bir şekilde kaba bir şekilde yemek yedi.)
  4. The children uncouthly pushed and shoved each other. (Çocuklar birbirlerini kaba bir şekilde itip kakıştılar.)
  5. She uncouthly insulted her boss in front of everyone. (O, herkesin önünde patronuna kaba bir şekilde hakaret etti.)
  6. The guests uncouthly left their trash on the floor. (Misafirler, çöplerini kaba bir şekilde yerde bıraktılar.)
  7. He uncouthly burped at the dinner table. (O, akşam yemeği masasında kaba bir şekilde geğirdi.)
  8. She uncouthly belittled her coworkers. (O, iş arkadaşlarını kaba bir şekilde aşağıladı.)
  9. The man uncouthly scratched his rear end in public. (Adam, kaba bir şekilde açık alanda arkasını kaşıdı.)
  10. The teenager uncouthly slammed the door shut. (Genç, kapıyı kaba bir şekilde çarparak kapattı.)
  11. She uncouthly chewed with her mouth open. (O, ağzını açık bir şekilde kaba bir şekilde çiğnedi.)
  12. The driver uncouthly cut off other drivers on the highway. (Sürücü, otoyolda diğer sürücüleri kaba bir şekilde keserek ilerledi.)
  13. He uncouthly spat on the sidewalk. (O, kaldırıma kaba bir şekilde tükürdü.)
  14. The woman uncouthly made fun of her neighbor’s appearance. (Kadın, komşusunun görünümüyle kaba bir şekilde alay etti.)
  15. The athlete uncouthly taunted his opponents. (Sporcu, rakiplerine kaba bir şekilde alay etti.)
  16. She uncouthly ignored her friend’s feelings. (O, arkadaşının hislerini kaba bir şekilde görmezden geldi.)
  17. The man uncouthly farted in the elevator. (Adam, asansörde kaba bir şekilde gaz çıkardı.)
  18. The children uncouthly threw rocks at the passing cars. (Çocuklar, geçen arabalara kaba bir şekilde taş attılar.)
  19. She uncouthly interrupted the movie with her loud talking. (O, yüksek sesle konuşarak filmi kaba bir şekilde kesti.)
  20. The man uncouthly scratched his groin in public. (Adam, açık alanda kaba bir şekilde kasıklarını kaşıdı.)
  1. She uncouthly barged into the conversation without any invitation. (O, hiç davet edilmeden konuşmaya kaba bir şekilde dahil oldu.)
  2. The customer uncouthly yelled at the waiter for a minor mistake. (Müşteri, küçük bir hatadan dolayı garsona kaba bir şekilde bağırdı.)
  3. He uncouthly snorted and wiped his nose on his sleeve. (O, kaba bir şekilde burnunu çekip koluyla silme yaptı.)
  4. The teenager uncouthly used foul language in front of his parents. (Genç, ebeveynleri önünde kaba bir şekilde küfür etti.)
  5. She uncouthly talked over her colleague during a team meeting. (O, takım toplantısında meslektaşını kaba bir şekilde konuşarak susturdu.)
  6. The man uncouthly littered the park with his trash. (Adam, parkı kaba bir şekilde çöpüyle kirletti.)
  7. The woman uncouthly pushed her way to the front of the line. (Kadın, kuyruğun önüne kaba bir şekilde iterek geldi.)
  8. The student uncouthly interrupted the teacher’s lesson with irrelevant questions. (Öğrenci, dersin önemli olmayan sorularıyla kaba bir şekilde dersi kesintiye uğrattı.)
  9. He uncouthly made inappropriate jokes at the funeral. (O, cenazede uygunsuz şakalar yapıp kaba bir şekilde davrandı.)
  10. The teenager uncouthly shoved his little brother out of the way. (Genç, küçük kardeşini kaba bir şekilde iterek yoldan çıkardı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.