Unaware İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unaware İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unaware

Unaware kelimesi Türkçede “habersiz” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. She was completely unaware of the danger that lay ahead. (O, önünde yatan tehlikenin tamamen farkında değildi.)
2. I’m sorry, I was unaware that the meeting had been rescheduled. (Üzgünüm, toplantının yeniden planlandığını bilmiyordum.)
3. The child walked unaware into the street. (Çocuk, habersiz bir şekilde sokağa girdi.)
4. The company was unaware of the security breach until it was too late. (Şirket, güvenlik ihlali hakkında çok geç kalana kadar habersizdi.)
5. He was unaware of the fact that his phone had been stolen. (Telefonunun çalındığından habersizdi.)
6. She was unaware that her microphone was on and everyone could hear her. (Mikrofonunun açık olduğunu ve herkesin onu duyabildiğini bilmiyordu.)
7. They were unaware of the new regulations that had been put in place. (Yürürlüğe konulmuş yeni düzenlemelerden habersizlerdi.)
8. He was completely unaware of the impact his words were having on her. (Sözlerinin onun üzerindeki etkisinden tamamen habersizdi.)
9. The tourist was unaware that taking photos was not allowed in the museum. (Turist, müzede fotoğraf çekmenin yasak olduğunu bilmiyordu.)
10. The team was unaware of the change in the game schedule. (Takım, oyun programındaki değişiklikten habersizdi.)
11. She remained unaware of the conspiracy against her until it was too late. (Ona karşı düzenlenen komployu çok geç olana kadar fark etmedi.)
12. He was unaware that he had been followed until he turned around and saw the man. (Adamı takip edildiğinden habersizdi, ta ki dönüp adamı görünceye kadar.)
13. The student was unaware of the due date for the paper and turned it in late. (Öğrenci, makale için son teslim tarihini bilmediği için geç teslim etti.)
14. The driver was unaware that there was a detour and got lost. (Sürücü, bir alternatif yolu olduğundan habersizdi ve kayboldu.)
15. She was unaware that her email had been hacked until her friends started receiving strange messages. (E-postasının hacklendiğinden habersizdi, arkadaşları tuhaf mesajlar almaya başlayana kadar.)
16. The company was unaware of the environmental impact of their actions until they were fined. (Şirket, eylemlerinin çevresel etkisinden habersizdi, cezalandırılana kadar.)
17. The child was unaware of the danger of playing near the edge of the cliff. (Çocuk, uçurumun kenarında oynamanın tehlikesinden habersizdi.)
18. He was unaware of the new policy and violated it unintentionally. (Yeni politikadan habersizdi ve kazara ihlal etti.)

19. She was unaware of the cultural differences and accidentally offended her host. (Kültürel farklılıklardan habersizdi ve yanlışlıkla ev sahibini kırdı.)
20. The company was unaware of the market trends and suffered financial losses. (Şirket, piyasa trendlerinden habersizdi ve mali kayıplar yaşadı.)