Tutor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tutor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tutor (Öğretmen Yardımcısı)

Tutor, öğrencilere derslerinde yardımcı olan bir öğretmen yardımcısıdır.

1. My tutor helps me with my math homework. (Tutorum, matematik ödevimde bana yardımcı olur.)
2. She is a private tutor who teaches English to high school students. (O, lise öğrencilerine İngilizce öğreten özel bir öğretmendir.)
3. The tutor explained the difficult concept in an easy-to-understand way. (Öğretmen yardımcısı, zor kavramı anlaşılır bir şekilde açıkladı.)
4. The tutor provided extra resources to help the struggling students. (Öğretmen yardımcısı, zorlanan öğrencilere yardımcı olmak için ek kaynaklar sağladı.)
5. He became a tutor in college and helped other students succeed. (O, üniversitede öğretmen yardımcısı oldu ve diğer öğrencilerin başarılı olmalarına yardımcı oldu.)
6. My tutor gave me valuable feedback on my essay. (Tutorum, makalem hakkında değerli geri bildirimler verdi.)
7. The tutor worked one-on-one with the student to improve their writing skills. (Öğretmen yardımcısı, öğrencinin yazma becerilerini geliştirmek için birebir çalıştı.)
8. She was hired as a tutor for a child with learning disabilities. (O, öğrenme güçlüğü çeken bir çocuk için öğretmen yardımcısı olarak işe alındı.)
9. The tutor provided practice problems for the students to work on. (Öğretmen yardımcısı, öğrencilerin çalışabileceği pratik sorular sağladı.)
10. He met with his tutor twice a week to review his progress. (O, ilerlemesini gözden geçirmek için haftada iki kez öğretmen yardımcısıyla buluştu.)
11. The tutor encouraged the student to ask questions and seek help when needed. (Öğretmen yardımcısı, öğrenciyi gerektiğinde soru sormaya ve yardım aramaya teşvik etti.)
12. She was a tutor for a study abroad program in Italy. (O, İtalya’daki bir yurtdışı programı için öğretmen yardımcısıydı.)
13. The tutor helped the student prepare for the upcoming exam. (Öğretmen yardımcısı, öğrencinin yaklaşan sınav için hazırlanmasına yardımcı oldu.)
14. He was grateful for his tutor’s support and guidance throughout the semester. (O, dönem boyunca öğretmen yardımcısının desteği ve rehberliği için minnettar kaldı.)
15. The tutor used different teaching strategies to accommodate the different learning styles of the students. (Öğretmen yardımcısı, öğrencilerin farklı öğrenme stillerine uyum sağlamak için farklı öğretme stratejileri kullandı.)
16. She

16. She was a biology tutor and helped students understand complex scientific concepts. (O, biyoloji öğretmen yardımcısıydı ve öğrencilerin karmaşık bilimsel kavramları anlamalarına yardımcı oldu.)
17. The tutor created study guides and practice quizzes for the students. (Öğretmen yardımcısı, öğrenciler için çalışma kılavuzları ve pratik sınavlar oluşturdu.)
18. He was hired as a tutor for a group of students who were struggling in math. (O, matematikte zorlanan bir grup öğrenci için öğretmen yardımcısı olarak işe alındı.)
19. The tutor helped the student with their reading comprehension by using various reading strategies. (Öğretmen yardımcısı, çeşitli okuma stratejileri kullanarak öğrencinin okuma anlama becerilerine yardımcı oldu.)
20. She volunteered as a tutor for an after-school program in her community. (O, topluluğundaki bir okul sonrası programı için öğretmen yardımcısı olarak gönüllü oldu.)

Tutor (Öğrenci İkizi)

Tutor ayrıca, öğrencilere birebir veya grup derslerinde yardımcı olan ve öğrenciye özel ders programı oluşturan bir öğrenci ikizidir.

1. I met with my tutor to review the material before the exam. (Sınavdan önce materyali gözden geçirmek için öğrenci ikizimle buluştum.)
2. The tutor helped me understand the difficult concepts in chemistry. (Öğrenci ikizim, kimyadaki zor kavramları anlamama yardımcı oldu.)
3. She was my tutor for English and helped me improve my speaking skills. (O, İngilizce öğrenci ikizimdi ve konuşma becerilerimi geliştirmeme yardımcı oldu.)
4. The tutor provided extra practice problems for me to work on. (Öğrenci ikizim, üzerinde çalışabileceğim ek pratik sorular sağladı.)
5. He was a tutor for a group of students who were all studying for the same exam. (O, aynı sınava hazırlanan bir grup öğrenci için öğrenci ikizi olarak görev yapıyordu.)
6. My tutor helped me stay on track with my assignments and deadlines. (Öğrenci ikizim, ödevlerim ve teslim tarihleriyle ilgili takipte kalmama yardımcı oldu.)
7. The tutor used different teaching methods to accommodate my learning style. (Öğrenci ikizim, öğrenme stilime uyum sağlamak için farklı öğretme yöntemleri kullandı.)
8. She was my tutor for piano lessons and helped me improve my technique. (O, piyano derslerimde öğrenci ikizimdi ve tekniğimi geliştirmeme yardımcı oldu.)
9. The tutor gave me feedback on my writing assignments and helped me improve my grammar. (Öğrenci ikizim, yazma ödevlerim hakkında geri bildirimler verdi ve dilbilgimi