Tunic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tunic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tunic Nedir?

Tunic, kelime anlamı olarak genellikle diz hizasına kadar uzanan, dar bir giysi türünü ifade eder. Bu giysi türü genellikle kadınlar tarafından giyilir ve etek, elbise veya tunik şeklinde olabilir.

Örnek Cümleler:

1. I love wearing tunics in the summer. (Tunika giymeyi yazın seviyorum.)
2. She wore a tunic with leggings and boots. (O, tayt ve bot ile tunik giydi.)
3. The tunic was made of a soft, flowy fabric. (Tunik yumuşak, akıcı bir kumaştan yapılmıştı.)
4. He designed a tunic with intricate embroidery. (O, karmaşık nakışlı bir tunik tasarladı.)
5. The tunic hugged her curves in all the right places. (Tunik doğru yerlerde onun eğrilerini kucakladı.)
6. The tunic was too short to wear as a dress. (Tunik elbise olarak giymek için çok kısaydı.)
7. She paired her tunic with a statement necklace. (O, tunikini bir açıklama kolyesi ile eşleştirdi.)
8. The tunic had a bohemian vibe with its fringe hem. (Tunik, püskül etek ucuyla bohem bir hava taşıyordu.)
9. She wore a tunic over her swimsuit as a cover-up. (O, mayosunun üzerine kapama olarak bir tunik giydi.)
10. The tunic had a beautiful floral print. (Tunikte güzel bir çiçek deseni vardı.)
11. She accessorized her tunic with a wide belt. (O, tuniğini geniş bir kemerle aksesuarladı.)
12. The tunic was a staple in her summer wardrobe. (Tunik, yaz gardırobundaki temel parçalardan biriydi.)
13. She opted for a tunic instead of a blouse for a more casual look. (O, daha rahat bir görünüm için bir bluz yerine bir tunik tercih etti.)
14. The tunic had a relaxed fit that was perfect for lounging. (Tunik, rahat bir oturuşa sahipti ve dinlenmek için mükemmeldi.)
15. She layered her tunic over a long-sleeved shirt for added warmth. (O, ekstra sıcaklık için uzun kollu bir gömleğin üzerine tunik giydi.)
16. The tunic was made of a breathable fabric, perfect for hot days. (Tunik, sıcak günler için mükemmel olan nefes alabilen bir kumaştan yapılmıştı.)
17. She dressed up her tunic with heels and statement earrings. (O, tuniğini topuklu ayakkabılar ve açıklama küpeleriyle giyindi.)
18. The tunic had a classic, timeless design. (Tunik klasik, zamansız bir tasarıma sahipti.)
19. She wore a tunic to a music festival for a bohemian look. (O, bir müzik festivalinde bohem bir görünüm

için bir tunik giydi.)
20. The tunic was versatile and could be dressed up or down. (Tunik çok yönlüydü ve giyim tarzına göre şık veya sade giyilebilirdi.)