Narrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Narrate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Narrate

Türkçe anlamı: anlatmak, hikaye etmek

1. She narrated her life story to the audience. (O, hayat hikayesini seyircilere anlattı.)
2. The teacher asked the students to narrate their weekend activities. (Öğretmen, öğrencilerden hafta sonu aktivitelerini anlatmalarını istedi.)
3. The documentary narrates the history of the city. (Belgesel, şehrin tarihini anlatıyor.)
4. He narrated the plot of the movie to his friend. (O, arkadaşına filmin konusunu anlattı.)
5. The book is narrated from the protagonist’s point of view. (Kitap, baş karakterin bakış açısından anlatılıyor.)
6. The tour guide narrated the story behind the historical monument. (Tur rehberi, tarihi anıtın arkasındaki hikayeyi anlattı.)
7. The movie is narrated by a famous actor. (Film, ünlü bir oyuncu tarafından anlatılıyor.)
8. He narrated the events of the party in detail. (O, parti olaylarını detaylı bir şekilde anlattı.)
9. The news anchor narrated the breaking news to the viewers. (Haber sunucusu, seyircilere flaş haberleri anlattı.)
10. The writer narrates the story through different characters. (Yazar, hikayeyi farklı karakterler aracılığıyla anlatıyor.)
11. She narrated the story of her adventurous trip to the mountains. (O, dağlara macera dolu yolculuğunun hikayesini anlattı.)
12. The documentary narrates the life of a famous musician. (Belgesel, ünlü bir müzisyenin hayatını anlatıyor.)
13. He narrated the legend of the haunted house to his friends. (O, arkadaşlarına perili evin efsanesini anlattı.)
14. The book is narrated in the first person. (Kitap, birinci tekil şahıs anlatımıyla yazılmıştır.)
15. The teacher narrated the history lesson to the students. (Öğretmen, öğrencilere tarih dersini anlattı.)
16. The film is narrated in flashback scenes. (Film, geriye dönüş sahneleriyle anlatılır.)
17. She narrated her experience of studying abroad. (O, yurt dışında okumanın deneyimini anlattı.)
18. The podcast narrates the story of a missing person. (Podcast, kayıp bir kişinin hikayesini anlatıyor.)
19. He narrated the tale of his grandmother’s childhood. (O, büyükannesi çocukluğunun öyküsünü anlattı.)
20. The documentary narrates the journey of a group of scientists exploring the depths of the ocean. (Belgesel, okyanusun derinliklerini keşfeden bir grup bilim insanının yolculuğunu anlatıyor.)

21. The narrator of the audiobook had a soothing voice. (Audiokitapta anlatıcı rahatlatıcı bir ses tonuna sahipti.)
22. She narrated the story of how she met her husband. (O, eşini nasıl tanıdığına dair hikayeyi anlattı.)
23. The documentary narrates the struggles of a community living in poverty. (Belgesel, yoksulluk içinde yaşayan bir topluluğun mücadelesini anlatıyor.)
24. He narrated the events leading up to the car accident. (O, arabada meydana gelen kazaya yol açan olayları anlattı.)
25. The audiobook narrator’s voice changed for each character. (Audiokitap anlatıcısının sesi her karakter için değişti.)
26. She narrated the story of her grandmother’s immigration to the United States. (O, büyükannesinin Amerika’ya göç hikayesini anlattı.)
27. The documentary narrator provided a historical context for the events. (Belgesel anlatıcısı, olaylar için tarihsel bir bağlam sağladı.)
28. He narrated the story of how he overcame his fear of public speaking. (O, topluluk önünde konuşma korkusunu nasıl yendiğine dair hikayeyi anlattı.)
29. The audiobook narrator’s expressive voice made the story come alive. (Audiokitap anlatıcısının ifade dolu sesi, hikayeyi canlandırdı.)
30. She narrated the story of a legendary hero from her culture. (O, kültüründen efsanevi bir kahramanın hikayesini anlattı.)