Truthful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Truthful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Truthful

Truthful, Türkçe karşılığı “doğru, dürüst, gerçek” olan bir sıfattır. Bu kelime cümlelerde bir olayı, bir durumu ya da bir kişiyi ifade etmek için kullanılabilir. İşte 20 örnek cümle:

1. She always tells the truth. (O her zaman doğruyu söyler.)
2. We need to have a truthful conversation about this issue. (Bu konuda dürüst bir konuşma yapmamız gerekiyor.)
3. His truthful testimony helped to solve the case. (Onun gerçekçi tanıklığı davayı çözmeye yardımcı oldu.)
4. The article contains a lot of truthful information. (Makale birçok gerçek bilgi içeriyor.)
5. Truthful people are hard to come by these days. (Dürüst insanlar bu günlerde bulunması zor.)
6. It’s important to be truthful with your friends. (Arkadaşlarınızla dürüst olmak önemlidir.)
7. The witness was very truthful in court. (Tanık mahkemede çok doğruydu.)
8. She has a reputation for always being truthful. (O her zaman dürüst olma ününe sahip.)
9. The company promised to provide truthful advertising. (Şirket dürüst reklam sağlamayı vaat etti.)
10. A truthful account of what happened is necessary for the investigation. (Ne olduğuna dair doğru bir anlatım araştırma için gereklidir.)
11. The book is based on truthful events. (Kitap gerçek olaylara dayanıyor.)
12. He gave a truthful explanation of why he was late. (Neden geç kaldığına dair doğru bir açıklama yaptı.)
13. Truthful reporting is crucial for a trustworthy media. (Güvenilir medya için doğru raporlama önemlidir.)
14. She felt relieved after being truthful about her feelings. (Hisleriyle ilgili dürüst olmak, o kendini rahatlamış hissetti.)
15. The lawyer requested that the witness be truthful. (Avukat tanığın dürüst olmasını istedi.)
16. A truthful apology can go a long way in repairing a relationship. (Dürüst bir özür ilişkiyi tamir etmek için çok şey yapabilir.)
17. The article presents a truthful representation of the facts. (Makale, gerçekleri doğru bir şekilde sunuyor.)
18. It’s difficult to trust someone who isn’t truthful. (Doğru olmayan birine güvenmek zordur.)
19. The police officer gave a truthful account of what happened. (Polis memuru olanları doğru bir şekilde anlattı.)
20. The film is based on a truthful story of survival. (Film hayatta kalma gerçek bir hikayeye dayanıyor.)

Bu örnekler, “truthful” kelimesinin birçok farklı bağlamda kullanılabileceğini göstermektedir. Dürüstlük, güvenilirlik ve doğruluk gibi kavramlarla ilişkilendirilir ve genellikle pozitif bir anlam taşır

More Examples

21. It’s important for politicians to be truthful with their constituents. (Politikacıların seçmenleriyle dürüst olmaları önemlidir.)
22. The journalist was praised for her truthful reporting. (Gazeteci, doğru raporlama nedeniyle övüldü.)
23. The company’s reputation for being truthful is what attracts customers. (Şirketin dürüstlük ünü müşterileri çeken şeydir.)
24. The documentary presents a truthful account of the war. (Belgesel savaşın doğru bir anlatımını sunar.)
25. The artist’s work is a truthful expression of her emotions. (Sanatçının eseri, hislerinin doğru bir ifadesidir.)
26. It’s not always easy to be truthful, but it’s the right thing to do. (Dürüst olmak her zaman kolay değildir ama doğru olan şeydir.)
27. The witness’s truthful testimony led to a conviction. (Tanığın dürüst tanıklığı bir mahkumiyete yol açtı.)
28. The company’s advertisements are truthful and transparent. (Şirketin reklamları dürüst ve şeffaf.)
29. A truthful review can help other people make informed decisions. (Doğru bir inceleme diğer insanların bilinçli kararlar almalarına yardımcı olabilir.)
30. It’s important to have truthful conversations about mental health. (Zihinsel sağlık hakkında dürüst konuşmalar yapmak önemlidir.)
31. The teacher appreciated the student’s truthful answer. (Öğretmen, öğrencinin doğru cevabını takdir etti.)
32. Truthful communication is key to a healthy relationship. (Dürüst iletişim, sağlıklı bir ilişkinin anahtarıdır.)
33. The politician’s lack of truthfulness hurt his chances of winning the election. (Politikacının doğru olmaması, seçimleri kazanma şansını azalttı.)
34. Truthful reporting is a pillar of journalism. (Doğru raporlama, gazeteciliğin bir direğidir.)
35. The witness’s truthful testimony changed the course of the trial. (Tanığın dürüst tanıklığı duruşmanın seyrini değiştirdi.)

Bu örneklerde “truthful” kelimesi, insanlar, kurumlar ve medya için önemli bir değer olan dürüstlüğü ifade etmek için kullanılmıştır. Dürüst olmak, güvenilirlik ve saygınlık kazanmak için temel bir unsurdur ve bu örnekler, dürüstlüğün birçok farklı bağlamda kullanılabileceğini göstermektedir.