Trundle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trundle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trundle Nedir?


Trundle, İngilizce dilinde “tekerlekler üzerinde hareket etmek” anlamına gelen bir fiildir. Aynı zamanda “minik yataklı römork” anlamında da kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. We watched the train trundle slowly through the countryside. (Treni yavaşça kırlık araziden geçerken izledik.)
2. The small trundle bed fits perfectly under the main bed. (Küçük römork yatağı ana yatağın altına mükemmel şekilde sığar.)
3. The old car trundled along the bumpy road. (Eski araba engebeli yolda ilerledi.)
4. The delivery man trundled the packages into the building. (Teslimatçı paketleri binaya taşıdı.)
5. She trundled the shopping cart down the aisle. (O, alışveriş arabasını koridor boyunca sürükledi.)
6. The luggage trundled behind us as we walked to the hotel. (Valizlerimiz otelimize yürürken arkamızda sürüklendi.)
7. The tractor trundled through the muddy field. (Traktör çamurlu tarlada ilerledi.)
8. The child loved to trundle his toy car around the room. (Çocuk oyuncak arabasını odada sürüklemeyi sevdi.)
9. The workers trundled the heavy machinery across the factory floor. (İşçiler ağır makineyi fabrika zemininde sürüklediler.)
10. The ball trundled down the hill and into the pond. (Top tepeyi aşağı sürüklendi ve göle düştü.)
11. The truck trundled along the dirt road. (Kamyon toprak yolda ilerledi.)
12. The waiter trundled the dessert cart to our table. (Garson tatlı arabasını masamıza taşıdı.)
13. The bulldozer trundled through the construction site, clearing debris. (Buldozer inşaat alanında enkazları temizleyerek ilerledi.)
14. The train trundled into the station and passengers hurried to board. (Tren istasyona geldi ve yolcular aceleyle binmeye çalıştılar.)
15. The old lady trundled her shopping trolley down the street. (Yaşlı kadın alışveriş arabasını sokakta sürükledi.)
16. The plane trundled down the runway and lifted off. (Uçak pistte ilerledi ve havalanmaya başladı.)
17. The boy trundled his bike up the steep hill. (Çocuk bisikletini dik tepeye kadar sürükledi.)
18. The roller coaster trundled up to the top of the first hill before plummeting down. (Lunapark treni ilk tepeye kadar sürüklendi, sonra hızla aşağı düştü.)
19. The cart trundled slowly along the track, carrying supplies to the construction site. (Araba, inşaat alanına malzeme taşıyarak ray boyunca yavaşça sür

  1. The horse-drawn carriage trundled down the cobbled street, carrying tourists on a sightseeing tour. (At arabası turistleri gezintiye çıkarmak için parke taşlı sokağın aşağısına doğru sürüklendi.)

(Türkçe karşılıkları eklendi ve örnek cümleler kalın ve mavi renkli olarak yazıldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.