Trudge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trudge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trudge kelimesinin Türkçe anlamı:

Trudge kelimesi, yorucu ve zahmetli bir şekilde yavaş yavaş ilerlemek anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. I trudged through the deep snow to get to the cabin. (Kabine varmak için derin karlar arasında yorucu bir şekilde ilerledim.)
2. She trudged up the steep hill to reach the top. (Tepeye ulaşmak için dik yokuşu yavaş yavaş çıktı.)
3. He trudged home after a long day at work. (Uzun bir iş gününden sonra eve yavaş yavaş yürüyerek geldi.)
4. The hikers trudged through the muddy trail. (Yürüyüşçüler çamurlu patikadan yavaş yavaş ilerlediler.)
5. The soldiers trudged through the hot desert. (Askerler sıcak çölde yorucu bir şekilde ilerlediler.)
6. We trudged through the crowded streets to get to the concert. (Konsere gitmek için kalabalık sokaklarda yavaş yavaş ilerledik.)
7. She trudged along the beach searching for seashells. (Deniz kabuklarını aramak için plajda yavaş yavaş yürüdü.)
8. He trudged through the forest looking for his lost dog. (Kaybolan köpeğini aramak için ormanda yavaş yavaş ilerledi.)
9. The marathon runners trudged to the finish line. (Maraton koşucuları finiş çizgisine yavaş yavaş ilerlediler.)
10. The workers trudged through the rain to finish the construction project. (İnşaat projesini bitirmek için işçiler yağmurda yavaş yavaş ilerlediler.)
11. She trudged up the stairs to her apartment on the fifth floor. (Beşinci kattaki apartmanına çıkmak için merdivenleri yavaş yavaş çıktı.)
12. He trudged through the snowstorm to get to the hospital. (Hastaneye gitmek için kar fırtınası arasında yorucu bir şekilde ilerledi.)
13. The farmers trudged through the fields to harvest their crops. (Çiftçiler tarlalarda ürünlerini hasat etmek için yavaş yavaş ilerlediler.)
14. She trudged through the busy airport to catch her flight. (Uçuşunu yakalamak için kalabalık havaalanında yavaş yavaş ilerledi.)
15. He trudged along the riverbank searching for a good fishing spot. (İyi bir balık avı yeri aramak için nehir kıyısında yavaş yavaş ilerledi.)
16. The students trudged through the snow to get to school. (Okula gitmek için karlı yolda yavaş yavaş ilerlediler.)
17. The old man trudged up the hill with his heavy backpack. (Ağır sırt çantasıyla yaşlı adam tepeye y

avaş yavaş tırmandı.)
18. The athletes trudged through the muddy obstacle course. (Engelli parkurda çamurlu zorluğa yavaş yavaş ilerlediler.)

  1. She trudged through the city streets to deliver packages on foot. (Paketleri yaya teslim etmek için şehir sokaklarında yavaş yavaş ilerledi.)
  2. He trudged through the blizzard to rescue stranded hikers. (Mahsur kalan yürüyüşçüleri kurtarmak için kar fırtınası arasında yorucu bir şekilde ilerledi.)

Türkçe karşılıklarıyla birlikte örnek cümleler:

1. Kabine varmak için derin karlar arasında yorucu bir şekilde ilerledim.
2. Tepeye ulaşmak için dik yokuşu yavaş yavaş çıktı.
3. Uzun bir iş gününden sonra eve yavaş yavaş yürüyerek geldi.
4. Yürüyüşçüler çamurlu patikadan yavaş yavaş ilerlediler.
5. Askerler sıcak çölde yorucu bir şekilde ilerlediler.
6. Konsere gitmek için kalabalık sokaklarda yavaş yavaş ilerledik.
7. Deniz kabuklarını aramak için plajda yavaş yavaş yürüdü.
8. Kaybolan köpeğini aramak için ormanda yorucu bir şekilde ilerledi.
9. Maraton koşucuları finiş çizgisine yavaş yavaş ilerlediler.
10. İnşaat projesini bitirmek için işçiler yağmurda yavaş yavaş ilerlediler.
11. Beşinci kattaki apartmanına çıkmak için merdivenleri yavaş yavaş çıktı.
12. Hastaneye gitmek için kar fırtınası arasında yorucu bir şekilde ilerledi.
13. Çiftçiler tarlalarda ürünlerini hasat etmek için yavaş yavaş ilerlediler.
14. Uçuşunu yakalamak için kalabalık havaalanında yavaş yavaş ilerledi.
15. İyi bir balık avı yeri aramak için nehir kıyısında yavaş yavaş ilerledi.
16. Okula gitmek için karlı yolda yava

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.