Trousseau İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trousseau İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trousseau Nedir?


Trousseau, özellikle evlilik öncesinde bir kadının evlenmeden önce hazırladığı, kişisel eşyalarını, giysilerini ve çeyiz malzemelerini kapsayan bir kelime olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. My sister’s trousseau includes everything from bed linens to kitchen appliances. (Kız kardeşimin çeyizinde yatak örtüsünden mutfak aletlerine kadar her şey var.)
  2. She spent months assembling her trousseau before getting married. (Evlilik öncesi çeyizini bir araya getirmek için aylarını harcadı.)
  3. In some cultures, the trousseau is an important aspect of a wedding ceremony. (Bazı kültürlerde, çeyiz evlilik töreninin önemli bir parçasıdır.)
  4. The bride’s mother helped her choose items for her trousseau. (Gelinin annesi, çeyizinde kullanacağı eşyaları seçmesine yardımcı oldu.)
  5. The trousseau was traditionally passed down from mother to daughter. (Çeyiz geleneksel olarak anneden kıza aktarılırdı.)
  6. She was proud of the trousseau she had put together for her wedding day. (Düğün günü için hazırladığı çeyizden gurur duyuyordu.)
  7. The trousseau included a beautiful set of china dishes. (Çeyiz, güzel bir porselen yemek takımını da içeriyordu.)
  8. She added some new clothes to her trousseau before leaving for her honeymoon. (Balayına gitmeden önce çeyizine yeni kıyafetler ekledi.)
  9. The trousseau was stored in a special chest until the wedding day. (Çeyiz, düğün gününe kadar özel bir sandıkta saklandı.)
  10. She inherited some items for her trousseau from her grandmother. (Bazı çeyiz eşyalarını büyükannesinden miras aldı.)
  11. The trousseau was presented to the groom’s family as a sign of the bride’s readiness for marriage. (Çeyiz, gelinin evliliğe hazır olduğunu göstermek için damadın ailesine sunuldu.)
  12. The trousseau included a handmade quilt that had been passed down for generations. (Çeyiz, nesiller boyu aktarılan el yapımı bir yorgan da içeriyordu.)
  13. She was disappointed when some of the items in her trousseau were damaged during the move. (Çeyizindeki bazı eşyaların taşınma sırasında hasar gördüğünde hayal kırıklığına uğradı.)
  14. The trousseau was carefully packed and shipped to the bride’s new home. (Çeyiz titizlikle paketlendi ve gelinin yeni evine gönderildi.)
  15. She spent hours organizing her trousseau in the weeks leading up to her wedding. (Düğününden önceki haftalarda çeyizini düzenlemek için saatler harcadı.)
  16. The trousseau was one of the most valuable possessions a woman could have in some cultures
  1. The trousseau included everything the bride needed to set up her new household. (Çeyiz, gelinin yeni evinde ihtiyaç duyacağı her şeyi içeriyordu.)
  2. In some traditions, the trousseau was also used as a dowry. (Bazı geleneklerde, çeyiz aynı zamanda bir çeyizlik olarak da kullanılırdı.)
  3. She was excited to show her friends and family the beautiful items in her trousseau. (Arkadaşlarına ve ailesine, çeyizindeki güzel eşyaları göstermek için heyecanlıydı.)
  4. The trousseau was a symbol of a bride’s transition from her family home to her new married life. (Çeyiz, gelinin aile evinden evlilik hayatına geçişinin bir sembolüydü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.