Trifle With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trifle With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Trifle With Nedir?

Trifle with, bir şeyi ciddiye almadan veya önemsemeksizin davranmak anlamına gelen bir İngilizce deyimdir.

Örnek Cümleler:

1. You shouldn’t trifle with someone’s feelings like that. (Birinin hisleriyle oynamamalısın.)
2. He always trifle with his work and never finishes on time. (Her zaman işiyle oyalanır ve zamanında bitirmez.)
3. Don’t trifle with your health by smoking. (Sigara içerek sağlığınla oynamayın.)
4. She’s not one to trifle with, so be careful what you say. (O, oyun oynamayacak biri, bu yüzden ne dediğine dikkat et.)
5. He trifle with the idea of quitting his job and traveling the world. (İşinden istifa edip dünya turuna çıkma fikriyle oyalanıyor.)
6. You can’t trifle with the law and expect to get away with it. (Hukukla oynayamazsın ve kaçmayı bekleyemezsin.)
7. He trifle with his diet and wonders why he’s not losing weight. (Diyetine uymaz ve neden kilo vermediğini merak eder.)
8. It’s not something to trifle with, you need to take this seriously. (Bu bir oyun değil, bunu ciddiye almanız gerekiyor.)
9. Don’t trifle with the truth, tell me what really happened. (Gerçekle oynamayın, gerçekten ne olduğunu bana söyleyin.)
10. I don’t like people who trifle with my time. (Zamanımla oynayan insanları sevmem.)
11. She trifle with the idea of breaking up with him, but she loves him too much. (Onunla ayrılmak fikriyle oynuyor, ama onu çok seviyor.)
12. You can’t trifle with the environment, we need to take care of it. (Çevreyle oynayamazsın, ona özen göstermeliyiz.)
13. He trifle with his talent and never reaches his full potential. (Yeteneğiyle oynar ve asla tam potansiyeline ulaşmaz.)
14. Don’t trifle with fire, it can be dangerous. (Ateşle oynamayın, tehlikeli olabilir.)
15. She trifle with the idea of starting her own business, but she’s not sure where to begin. (Kendi işini kurma fikriyle oyalanıyor, ama nereden başlayacağından emin değil.)
16. You shouldn’t trifle with other people’s property, it’s not yours to play with. (Başkalarının malıyla oynamamalısın, seninle oynamak için değil.)
17. He trifle with his studies and barely passes his exams. (Çalışmalarıyla oynar ve sınavlarını zor geçer.)
18. Don’t trifle with the power of nature, it can be unpredictable. (Doğanın gücüyle oynamayın, tahmin edilemez olabilir.)
19. She trifle with the idea

of getting a tattoo, but she’s afraid of the pain. (Dövme yaptırma fikriyle oynuyor, ama acıdan korkuyor.)
20. You can’t trifle with people’s trust, once it’s broken it’s hard to regain. (İnsanların güveniyle oynayamazsın, bir kere bozulduğunda geri kazanması zordur.)