Treat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Treat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Treat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Tedavi etmek, bir şeyi keyifli hale getirmek, ikram etmek.

  1. My doctor prescribed some medication to treat my illness. (Doktorum, hastalığımı tedavi etmek için bazı ilaçlar yazdı.)
  2. We treated ourselves to a nice dinner at a fancy restaurant. (Kendimize pahalı bir restoranda güzel bir yemek ısmarladık.)
  3. She always treats her employees with kindness and respect. (O, çalışanlarını her zaman nezaket ve saygıyla karşılar.)
  4. The company decided to treat its employees to a weekend getaway. (Şirket, çalışanlarını bir hafta sonu kaçamağı ile ödüllendirmeye karar verdi.)
  5. He promised to treat me to a cup of coffee if I helped him with his project. (Benim projeme yardım etmem durumunda bana bir fincan kahve ısmarlayacağına söz verdi.)
  6. My mom always used to treat us to homemade cookies. (Annem bize her zaman ev yapımı kurabiyeler ısmarlar.)
  7. The spa offers various treatments such as massages and facials. (Spa, masaj ve yüz bakımı gibi çeşitli tedaviler sunar.)
  8. She treated her guests to a spectacular view of the city from her rooftop terrace. (Konuklarına çatı terasından şehrin muhteşem manzarasını gösterdi.)
  9. The dentist treated my cavity with a filling. (Diş hekimim, çürük dişimi dolgu ile tedavi etti.)
  10. He was treated like a hero after he saved the drowning child. (Boğulmakta olan çocuğu kurtardıktan sonra bir kahraman gibi karşılandı.)
  11. She treats her cat like a member of the family. (Kedisini aile üyesi gibi görüp davranır.)
  12. The chef treated us to a sample of his latest creation. (Şef, bize en son yaratısının örneğini ikram etti.)
  13. The government is taking measures to treat the country’s economic problems. (Hükümet, ülkenin ekonomik sorunlarını çözmek için önlemler alıyor.)
  14. He treated himself to a new car after receiving a promotion at work. (İşinde terfi alınca kendine yeni bir araba aldı.)
  15. The doctor prescribed a course of antibiotics to treat the infection. (Doktor, enfeksiyonu tedavi etmek için bir antibiyotik kursu yazdı.)
  16. They treated us to a night of live music and dancing. (Bize canlı müzik ve dans dolu bir gece yaşattılar.)
  17. She treated herself to a day at the spa to relax and unwind. (Kendine rahatlamak ve stres atmak için bir gün spa’ya gitti.)
  18. The company decided to treat its employees to a free lunch as a gesture of appreciation. (Şirket, takdirlerini göstermek için çalışanlarına ücretsiz

öğle yemeği ikram etmeye karar verdi.)
19. The teacher treats all of her students with fairness and respect. (Öğretmen, tüm öğrencilerine adil ve saygılı davranır.)

  1. The spa offers a variety of treatments to help its customers relax and rejuvenate. (Spa, müşterilerinin rahatlaması ve yenilenmesine yardımcı olmak için çeşitli tedaviler sunar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.