Transpire İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transpire İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Transpire Nedir?


Transpire, İngilizce bir fiil olup, “gerçekleşmek, ortaya çıkmak, meydana gelmek” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1. It transpired that the meeting had been cancelled. (Toplantının iptal edildiği ortaya çıktı.)
2. I don’t know how it transpired, but I’m glad you’re here. (Nasıl gerçekleştiğini bilmiyorum ama burada olduğuna sevindim.)
3. The details of the crime are slowly transpiring. (Suçun detayları yavaş yavaş ortaya çıkıyor.)
4. It transpired that the company had been hiding some important information. (Şirketin önemli bazı bilgileri sakladığı ortaya çıktı.)
5. After some investigation, it transpired that the witness had lied. (Biraz araştırma yaptıktan sonra, tanığın yalan söylediği ortaya çıktı.)
6. It has transpired that the new product will be released next month. (Yeni ürünün gelecek ay piyasaya sürüleceği ortaya çıktı.)
7. The truth finally transpired after years of rumors. (Yıllar boyunca süren söylentilerin ardından, gerçek sonunda ortaya çıktı.)
8. It transpired that the missing documents were found in the basement. (Kayıp belgelerin bodrumda bulunduğu ortaya çıktı.)
9. The cause of the fire is still unknown, but it may transpire soon. (Yangının nedeni hala bilinmiyor, ancak yakında ortaya çıkabilir.)
10. It transpired that the suspect had a criminal record. (Şüphelinin suç kaydı olduğu ortaya çıktı.)
11. After the investigation, it transpired that the accident was caused by a mechanical failure. (Araştırmanın ardından, kazanın mekanik bir arızadan kaynaklandığı ortaya çıktı.)
12. It may transpire that we need to postpone the event. (Etkinliği ertelemenin gerekebileceği ortaya çıkabilir.)
13. The meeting was a disaster, as it transpired that nobody had prepared for it. (Toplantı felaket oldu, çünkü kimse buna hazırlanmadığı ortaya çıktı.)
14. It transpired that the company had been acquired by a larger corporation. (Şirketin daha büyük bir şirket tarafından satın alındığı ortaya çıktı.)
15. The truth about his past finally transpired during the trial. (Geçmişiyle ilgili gerçekler sonunda duruşmada ortaya çıktı.)
16. It transpired that the project would take longer than expected. (Projenin beklenenden daha uzun süreceği ortaya çıktı.)
17. The investigation transpired that the suspect had an alibi. (Araştırma, şüphelinin bir alibisi olduğunu ortaya çıkardı.)
18. It transpired that the witness had mistaken the defendant for someone else. (Tanığ

  1. It transpired that the witness had mistaken the defendant for someone else. (Tanığın sanığı başka biriyle karıştırdığı ortaya çıktı.)
  2. The negotiations transpired smoothly, and an agreement was reached. (Görüşmeler sorunsuz geçti ve bir anlaşma sağlandı.)
  3. It may transpire that we need to hire more employees to meet the demand. (Talebi karşılamak için daha fazla çalışan işe almamız gerektiği ortaya çıkabilir.)

Bu cümlelerde “transpire”, bir şeyin nasıl meydana geldiği, gerçeğin nasıl ortaya çıktığı veya bir olayın nasıl geliştiği ile ilgili bir işlev görür. “Transpire”, sıklıkla haberlerde, hukuk davalarında, iş dünyasında ve günlük konuşmalarda kullanılan bir fiildir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.